Kitap Tanıtımı |
Hz.Aişe, Peygamberimizle yeni evlenmişti. Zaman zaman, bir bayan olarak esinin kendisini sevip sevmediğini merak etmekteydi. Ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini... Hz. Aişe bu düşüncesini Peygamberimizle paylaşmadan edemedi: 'Ey Allah'ın Resulü, beni seviyor musun?' 'Evet Aişe, elbette.' Genç kadın dahasını da merak ediyordu. Hemen sordu: 'Peki nasıl seviyorsun?' Peygamberimiz eşine sevgi ile bakarak: 'Kördüğüm gibi...' dedi. Bu cevap Hz. Aişe'yi çok sevindirdi. Çünkü kördüğüm açılmazdı. Çözülemeyen, bitmeyen, birbirine sımsıkı bağlı, yıpranmayan sırlı bir sevda demekti. Alacağı cevap onu çok mutlu ettiği için, Hz. Aişe kadınca bir ihtiyaçla bu soruyu ona zaman zaman sorardı: 'Ey Allah'ın Resulü, kördüğüm ne durumda?' Peygamberimiz her defasında Aise'yi çok memnun eden cevabı verirdi: İlk günkü gibi...' Bu harika benzetme karşısında Hz. Aişe kendini mutluluktan uçacak gibi hissederdi. Biliyoruz ki, Hz. Muhammed her konuda olduğu gibi sevmekte de örnek ve eşsizdi... Aişeyle yalnız kaldıklarında ona, 'Gözbebeğim,' diye hitapta bulunurdu. Bazen de: 'Ey Aişe anlat, gönlümüz açılsın, der. o da bülbül gibi şakır, konuşurdu. Karısının konuşmasından gönlü ferahlayan bir eşti o... Arada peygamberliğin ağır yüküyle yorulduğunda eşinin elini tutardı. 'Ferahlat ya Aişe' derdi, onun eliyle ferahlardı... Kendisine 'Ayşecik diye hitap ettiği de olurdu. Gül yüzlüm, al yanaklım.' anlamında 'Hümeyra,' dediği de...' Angelina. delikanlının anlattıklarını büyük bir dikkatle dinlerken duygulandı. Hislerini bir cümle ile ifade etme ihtiyacını duydu: 'Yusuf, biliyor musun, zarif ve duygulu bir peygamberin olduğu için çok şanslısın Öyle ki, yaşamın her kesitinde insana güzel bîr örnek olabilir.' ‘‘Kördüğüm olmuş bir aşkın Romanı.. (Tanıtım Bülteninden) ) |