Kitap Tanıtımı |
Bu alıcı kuş, pençelerini masanın kırmızı çuhasına geçirmişti. Gagası, bir Yemenli cenbiyesi gibi pırıl pırıl parlıyordu. Pençeleri ve gagası uzun süredir hiçbir avla uğraşmamış, yontulmamış, yıpranmamıştı. Pençelerinden çıkan tırnakları ne taş yüzü görmüş ne bir ağaca sürtünmüştü. Günlerdir aç kalmış, iz sürmüş, ne gece ne gündüz hiçbir yere konmamış, avının sakin ve bitkin halini gözleyen bir avcı gibi gelip tam karşısına oturmuş, tırnaklarını pençelerinden çıkartıp masanın çuhasına gömmüştü. Endamlı gagasının iki tarafındaki gözleriyle avına bakıyor, hançerini geçirmek için en uygun zamanı bekliyor gibiydi. (Tanıtım Bülteninden) ) |