Kitap Tanıtımı |
Öz edebiyat soluğu
KOPOY
Geçmişini temize çekecek bir adam. Müspet bir vazife için İstanbula yolculuk. Çocukluk arkadaşı Kerem. Keremin nişanlısı Banu. Ve kapı deliğinden gözetlemeyle başlayan hastalıklı bir tutku. Kopoy, İstanbulun göbeğinde arızalı bir aşk hikâyesi Taşradan gelip İstanbulda bir iş hanına hapsolan; olamamanın, yapamamanın mağduru Osmanın hikâyesi İnsandan, dokunmaktan, aşktan uzaklaşıp kendini kendine hapsedenlerin yitik bir dilde dokunaklı öyküsü
İlk romanıyla okurun karşınsa çıkan Barış Andırınlıdan takdir edilesi bir dil işçiliği. Anlattığı içli ve hüzünlü dünyayı somutlaştırabilmek için incelikle çalışılmış akıcı, ahenkli, ritimli ve en önemlisi kendine özgü bir dil kurma başarısı.
Kopoyda sadece Osman değil tüm kahramanlar bu dilin içinde nefes alıp veriyor, bu dilin ritmiyle ve ahengiyle belirleniyor. Dolayısıyla Kopoy var olan dışarıyı yansıtmak derdinde olan bir kitap değil; aksine farklı ama tutarlı bir dille kendi dünyasını kuran, okuyucudan bu dilin kodlarına ve kurallarına uymasını talep eden bir kitap.
Burası İstanbul, Şirinevler mi, bilmek zor. Kopoyda yeni İstanbul belki de çok eski, çok küskün bir taşra. Baştan sona taşra akşamlarının derin kasvetini hissettim.
Barış Andırınlı ilk romanı Kopoyda çok etkileyici bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. Türk edebiyatının büyük ustası Esendalı aratmayacak bir anlatımla, yer yer ironiye, yer yer içlenişlere savrulup giderek. Ve elbette bizi de savurarak. Kopoy nasıl satarım çukuruna yuvarlanmış bugünkü edebiyat ortamında öz edebiyat soluğu.
Selim İleri
Barış Andırınlı, nicedir öykü ve romanda yitirdiğimiz yalın, içten dilin en güzel örneğini veriyor. Bu denli yalın bir anlatımla bu kadar samimi, sıcak ve derinlikli bir insan sıcağı estirilebilir. Türkçenin kadim bir şiir dili olduğu kadar, anlatı dili de olduğunu bir kez daha anlamış bulunuyoruz. Kısa cümlelerle çatılmış bir dil evreninin içine daldıkça nasıl hüzünlü bir insan öyküsüyle karşılaşıyoruz. Aşk olsun!
Sadık Yalsızuçanlar
Andırınlıyı okudum. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Kopoy tuhaf. Değişik. Çok güzel...
Murat Uyurkulak |