Kitap Tanıtımı |
1965 yılının Mart ayıydı. "Ve bir an silah sesleri durdu, işçiler de bağırmıyordu artık. Hızı kesilen kitle, hantal bir gövde gibi ağır ağır toparlandı. Askerlerin önünde iki işçinin bedeni yatıyordu. Mehmet Çavdar ve Satılmış Tepe'ydi bunlar. Çavdar hemen oracıkta ölmüştü, Tepe ise ağır yaralıydı; hastaneye kaldırılırken o da öldü."
1965 Martıydı.
Yıllardır seslerini çıkarmamışlar; aşağılanmaya, küfre, azara, cezaya, yoğun emek sömürüsüne karşı dişlerini sıkmışlardı. Ama günün birinde, uysal birer kömür kölesi olmak canlarına tak etti ve kimsenin beklemediği bir anda direnişe geçtiler. Havzada yer yerinden oynadı. Devlet işçi kanı döktü. Türkiye işçi sınıfının tarihi artık başka türlü yazılacaktı.
Bu kitap 1965 Martında kendiliğinden patlayan ama etkisi tüm ülkeye yayılan Zonguldak direnişinin öyküsüdür. Erol Çatma, bu grevin ayrıntılarını belgeler üzerinde titiz bir çalışma yaparak ve tarih içinde zorlu bir yolculuğa çıkarak ortaya çıkardı.
Yıllar önce iki maden işçisini kurşunlayarak katleden sermaye güçleri, işçi sağlığı ve güvenliğinin kurallarını hiçe sayarak 13 Mayıs 2014'te Soma'da 301 işçiyi madende katletti. Zonguldak'ta, Soma'da ve tüm madenlerde kaybettiğimiz işçilerin anısına |