Kitap Tanıtımı |
3 Kasım 1996 Susurluk kazası nasıl "siyasetçi - mafya - polis" üçgenini ayyuka çıkardıysa, "ekonomide Susurluk" da diyebileceğimiz Türkbank yolsuzluğu, "siyasetçi - mafya - işadamı - bürokrat" dörtgenini ortaya çıkardı. Susurluk kazasında Mercedes´in kamyona çarpması ne anlama geliyorsa, Alaattin Çakıcı-Korkmaz Yiğit arasındaki telefon konuşmalarının ortaya çıkışı da, aynı anlamı ifade ediyordu. Böylece Türkiye, devlet mallarının özelleştirilmesinde; siyasetçi ve bürokrat gibi mafyanın da nasıl paydaş olduğunu görüyor, 953 milyon dolarlık faturası halkın sırtın abinen Türkbank yolsuzluğu ile Alaattin Çakıcı olgusu daha da belirginleşiyordu.
"Kod Adı: Atilla" kitabıyla Nedim Şener yalnızca bilinen ve bilinmeyen yönleriyle Alaattin Çakıcı´nın değil, Türkbank ekseninde, yolsuzluk nedeniyle düşürülen ilk hükümetin bir sarmala dönüşen ilişkilerini gözler önüne seriyor. O hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz ile birlite Yüce Divan yolu görünen Devlet Eski Bakanı Güneş Taner, 11 Haziran 2003 günü, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu´na ifade verdikten sonra şöyle demişti: "... Türkbank benim siyaset hayatımda aldığım en büyük derstir. Bunu kitap haline getirip ders almaları için bugünkü siyasetçilere dağıtmak lazım..."
Gerçekten de Türkbank yolsuzluğunda her kesimin çıkaracağı bir ders var: Siyasetçiye, işadamı ile iş ilişkilerine girmemek, mafya ile asla ilişki kurmamak; işadamına, siyasetçinin, mafyanın değil "Devletin Adamı" olmak, bizlerin payına ise, bütün bu yolsuzlukları okurken "sessiz kalmamak..." |