Kitap Tanıtımı |
Dîvân Edebiyatı ve Eski Türk Edebiyatı adlarıyla da anılıp yaklaşık 700 yıllık (13-19. yüzyıllar arası) bir döneme yayılan Klasik Türk Edebiyatı, işlediği konular ve konularının kaynağı bakımından evrensel bir içeriğe sahiptir. Klasik Türk Edebiyatı bu içeriği İslâmiyet’in kabulünden sonra dinin temel kitâbı Kur’ân, Kur’ân’ın açıklanıp anlaşılmasını amaçlayan bilim dalları, Türk kültürü ile dünyanın farklı millet, kavim ve topluluk kültürlerinin harmanlanması sonucu kazanmıştır demek yanlış olmaz. Çok kültürlü içeriği dikkate alındığında Türk edebiyatının bu dönemde, Klasik Türk Edebiyatı şâir - yazarları ve onların eserleri ile kavmî - millî özelliğin boyutlarını aşıp bölgesel ve evrensel bir görünüme büründüğü, kavmî-millî kimlik esası üzerinde yükselen bölgesel ve evrensel bir kimliğe kavuştuğu söylenebilir. Söylemiyle günümüz insanına yabancı kalan dîvân edebiyatı metinlerinin anlaşılabilmesi terim, deyim ve sanatlarının açıklanması yanında olayların seyrinde etkili kişi, varlık, kavram ve tabiat güçlerinin tanınmasını da gerektirir. Genellikle olayların merkezinde yer alan kişi, varlık, kavram ve tabiat güçlerinin bilinmesi dîvân edebiyatı metinlerini anlaşılır bir hale getirecek, anlam kapılarını okuyuca açacaktır. Bu kapının açılmasına katkıda bulunmak amacıyla hazırladığım Klasik Türk Edebiyatı Sözlüğü (Kişiler-Varlıklar-Tabiat Güçleri ve Kavramlar) adlı eserimin ilk basamağı tamamlamanın mutluluğu içerisindeyim. Mutluluğumun bir nedeni de eseri atfettiğim, yıllar önce ebedi yolculuğa çıkmış annem ve babama karşı bir görevi yerine getirebilmiş olmam. Kökü mâzîde, dalları ise âtîde bir ağacı andıran insanın geçmişi, geçmişte adı duyulmuş kişi, kişi, varlık, tabiat güçleri ve kavramları bilmesi geleceğini sağlam temeller üzerine kurması açısından önemlidir. Bu bağlamda tarihe kayıtsız kalmamak, dünya tarihinin oluşumuna etkide bulunmuş kişi, varlık, tabiat güçleri ve kavramları tanımak, öykülerinden gerekli dersleri çıkarmak bir sorumluluk olarak algılanmalıdır. Tarihe adını yazdırmış kişi, varlık, tabiat güçleri ve kavramlar bakımından dîvân edebiyatı zengin bir hazine niteliğindedir. Uzak Doğu’dan Avrupa ortalarına, Karadeniz’in kuzeyinden Afrika içlerine uzanan bölgenin kültürünü yansıtan bu edebiyat metinlerinde binlerce kişi, varlık ve kavramın sözü edilir, bir kısmının da öyküsü anlatılır. Dünya tarihinin oluşumunda tabiat güç ve olayları ile diğer varlıkların etkisi olsa da insanın önemli bir yeri vardır. Yaratılış silsilesi mahlûkât-ı selâsenin son halkası, yaratılmışların en şereflisi (eşref-i mahlûkât) ve üstünü olan insan ilk çağlardan beri dünya tarihinin itici gücü olmuştur. Aklını kullanma ve konuşabilme yeteneği ile olayların merkezinde yer almış, tarihin seyrini ve olayların gelişimini kendi isteği doğrultusunda yönlendirme çabasında olmuştur. Bu çaba içerisinde çeşitli sıfat ve kimlikleriyle öne çıkan kişilerin dünya tarihinde özel bir yeri vardır. Farklı dil, din, ırk, boy (kavim) ve milliyetten olan bu kişiler olayların seyrini olumlu ya da olumsuz yönde etkilemiş, dünya tarihinin sayfalarında yer alan öyküleri yüzyıllarca ağızdan ağıza anlatılıp kulaktan kulağa yayılmıştır. İnsanın yanı sıra canlı - cansız bazı varlıklar, tabiat güç ve olayları ile kavramlar da ya doğal kimlikleri ya da kişileştirilmiş hâlleri ile olayların seyrine katkıda bulunmuş ve katkıları ile tarih sayfalarında kendilerine yer edinmişlerdir. Böyle bir sözlüğün hazırlanmasının uzun ve yorucu bir çalışma sürecini gerektireceği açıktır. Özverili ve sabırlı bir çalışma sonucu okuyucuya sunduğum Klasik Türk Edebiyatı Sözlüğü (Kişiler-Varlıklar-Tabiat Güçleri ve Kavramlar) adlı eserin bu hâliyle sınırlı kalmayacağını, gözden geçirilecek eserlerle daha da genişleyeceğini söyleyebiliriz. Büyük bir olasılıkla, sonraki baskılarında farklı kişi, canlı-cansız varlık, tabiat güç ve olayları ile kavramlar da sözlüğe dâhil olacak, bu durum sözlüğün hacmini genişletecektir. Dersleri ve eserleriyle bende bu sözlüğü hazırlama fikrinin oluşmasını sağlayan ve üniversiteden hocalarım olan değerli öğretim üyelerine teşekkür ederim. Hayatta olanları saygıyla, ebediyete göçenleri ise rahmetle anarım. Bulunduğum yerde onların emeği büyüktür. Ayrıca, eserleriyle ufkumu açan sahanın değerli araştırmacılarına da teşekkür ederim. Sözlüğü hazırlama aşamasında eserlerinden büyük ölçüde yararlandığımı belirtmek isterim. (Tanıtım Bülteninden) ) |