Kitap Tanıtımı |
Türkiye Satranç Federasyonu olarak kitaplığımıza yepyeni bir kitap daha ekledik. GM Sarhan Guliyev'in yazdığı, sayfa ve kapak tasarımını Dr. Sabri Koçak'ın, çevirisini ise Ziya Ahmedov'un üstlendiği " Klasik Satranç Mirası" adlı eserin önsözü aşağıda yer almaktadır.
Önsöz
Bu kitapta dâhi satranççıların (J. R. Capablanca, Em. Lasker, W. Steinitz, P. Morphy, A. Alekhin, M. Botvinnik v.s.) oyunlarında karşılaşılan çeşitli oyun teknikleri (teknik manevralar, açılış fikirleri, stratejik planlar, olağanüstü savunma veya saldırı yöntemleri v.s.) ve onlardan sonra gelen kuşaklar ve aynı zamanda günümüz satranççıların uyguladığı örnekler bir araya getirilmiştir. Satranç klasiğini öğrenirken, bizler sık sık ilginç bir olayın tanığı oluruz: 150 yıl önce P. Morphynin uyguladığı olağanüstü planla 11. dünya şampiyonu R. Fischerin oyunlarında karşılaşmak mümkündür. Daha derinlemesine bir inceleme sonucunda aynı planı fikir akrabası olarak günümüz satranççıların oyunlarında izlemek mümkündür. Gözlerimizin önünde adeta 3-4 bölümlü bir film canlanıveriyor. Şunu da belirtmek gerekir ki, A. Nimzovitch ünlü Benim Sistemim kitabında bu yöntemden yararlanmıştır. O, merkezde izole piyon, yarıaçık hatlarda c3-d4 piyon çifti, askıda piyonlar gibi tipik konuları incelerken onların akrabalıklarını özel olarak vurgulamış ve onları 3 bölümlü bir filme benzetmiştir.
Bu kitapta ise bazı teknik yöntemlerin gelişim aşamalarını göstermek için yukarıda anlatılan yöntemden yararlanılmıştır. Ayrıca bazı örnekleri incelerken, kitaplardan veya dergilerden herhangi bir oyunu araştırırken yalnız oyunu değil, aynı zamanda ayrı ayrı hamleler sonucunda verilmiş analizleri de dikkatlice okumanın çok önemli olduğunu anlıyoruz. Örneğin, A. Shirov - V. Anand (Linares 2002) oyununda gerçekleşen teknik yöntemin, I. Rabinovich - M. Botvinnik (Leningrad 1934) oyunundaki Botvinnikin verdiği analizlerin varyantlarında görmek mümkündür. M. Botvinnikin satır arası verilmiş bu açıklamalarından da anlaşılacağı üzere büyük üstat, zamanında önceden bu hisar konumunu görmüş ve onu önlemek için başka yol seçmiştir. Anand ise ortaya çıkmış fırsattan yararlanarak piyon fedasıyla Botvinnikin belirttiği hisar konumunu gerçekleştirerek zor konumu eşit duruma getirmiştir. Ancak dikkatli bir şekilde belirtilen açıklamaları okuyarak sözü edilen ince teknik yöntemi fark etmek mümkündür.
Önde gelen satranççılar oyunlarını analiz ederken bazen oyunlarında işlenen konuları nereden öğrendiğini veya bu konunun klasik örneklerinin kaynaklarını belirtir. Büyük satranççıların klasik mirası nasıl dikkatli ve yaratıcı bir şekilde öğrendiğini göstermek için bu örnekler Kaynakça bölümünde verilmiştir.
Büyük satranççıların oyunları ve eserleri kendi devrinin ve sonraki kuşak önde gelen satranççıların odağında olduğunu bu bölümün üzerinde çalışırken tespit etmek mümkündür.
Günümüz oyuncularının herhangi bir eski tekniği daha da geliştirmesi çağdaş satranç pratiğinde çok karşılaşılan durumlardan birisidir. Bu tarz materyaller de ayrı bir bölümde sunulmuştur. Klasik miras sadece öğrenilmekle kalmamalı, dikkatli ve doğru bir şekilde öğrenilmelidir. Bazen çok basit görünen herhangi bir küçük ve zor sezilen ayrıntı oyunun devamını ciddi bir şekilde etkileyebilir. Dolayısıyla bu bilgilere dogmatik bakış açısıyla değil aksine yaratıcı bir gözle bakmak gerekliliği özellikle vurgulanmıştır. Şöyle ki, satranç teorisi sürekli gelişmektedir. Örneğin, pratikte herhangi bir konuma olan bakış açısı değişmekte ve yeni değerlendirmeler ortaya çıkmakta veya yeni oyun yöntemi (savunma, manevra veya saldırı) bulunabilmektedir. Bu yenilikler satranççı tarafından dikkatli bir şekilde izlenmeli ve kavranmalı, olanaklar el verdiği ölçüde uygulanmalıdır. Aksi taktirde 21. yüzyılda yaşayan satranççı ile 18. yüzyıldaki satranççı arasında pek fazla fark olmaz.
Kitapta incelenen konuların temelini stratejik karakterli oyun teknikleri (fikirler, planlar, manevralar v.s.) oluşturmaktadır.
Kitabın son bölümünde az sayıda da olsa ayrıca kombinasyonlar ve onlara ilişkin klasik örnekler sunulmuştur. Sonuç olarak, sevgili okuyucular, belirtmek isterim ki, klasik satranç mirasını inceleyerek taktiğinizi geliştibilirsiniz.
Bu bölümü kitabın özüne uygun olarak okuyucuya ulaştırmaya çalıştım. Önce klasik bir kombinasyon, sonra ise onun yanında çagdaş satranççıların oyunlarında ortaya çıkmış aynı kombinasyon ile aynı temalı örnekler sunulmuştur.
Yazar bu küçük kitapçıkla satrançta kendini geliştirmek isteyenleri satranç teorisi ile pratiğin önemli alanlarıyla birlikte satranç klasiğinin de dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekliliğine ikna edebileceğini ummaktadır. Yine unutmamalıyız ki, kopya orijinalinden her zaman daha kötüdür prensibini burada aynen uygulamak yerinde olmaz. Tüm sonraki yazarlar orijinali kopyalamakla birlikte küçük bir şeyi değiştirerek veya eklemeler yaparak bu düşünceyi toplu bir emeğin ürünü haline sokar. Unutulmamalı ki, oyun sırasında bizler rakibimizle baş başa kalmaktayız. Burada kolektif emeğin sonuçlarından yararlanarak yazarın özel olarak yeni bir şeyler oluşturma yeteneği kaçınılmazdır. İşte bunun için de fikrin ilk ortaya çıkışını araştırmak çok önemlidir. Zira ancak bu şekilde ayrıntılarıyla (hangi koşullarda, hangi baskılar altında, nelerin etkisi ile, ne kadar zaman harcanmış v.s.) satranççının düşünceyi nasıl geliştirdiğini anlayabiliriz. |