Kitap Tanıtımı |
"İçinde de, dışında da hayır olmayan karanlık bir deniz" olarak tanımlamış onu Ortaçağın büyük
coğrafyacısı İdrîsî.
Kuzeyinde amansız girdapları, güneyinde matem tutulan Bâbü'l-Mendep Boğazı ile suyun âdeta
rahmet özelliğini yitirdiği, ters akıntıları, yüzeyin hemen altına gizlenmiş keskin kayalıkları, yağmur
yerine kum taşıyan fırtınaları, gemilere kucak açmayan sahilleri ile çok sayıda kurban almış
tuzaklarla dolu bir deniz...
Diğer yandan tarih boyunca çöl imkânsızlığında çok sayıda dini ve kültürü beslemiş; kendine has
denizcilik geleneğiyle etrafında yükselen büyük medeniyetlerin Asya'ya açılan kapısı olmuş muktedir
bir deniz...
Kızıldeniz: Çöl, Gemi ve Tacir, tüm çelişkilerine rağmen, büyük antik imparatorlukların ticari mirasını
devralmış; İslam'ın doğup gelişmesine tanıklık etmiş ve Uzakdoğu ile Akdeniz gibi iki önemli
ekonomik gücü birbirine bağlamış olan Kızıldeniz'in düşüş ve yükselişlerle dolu tarihine tanıklık
etmektedir.
Tarihin sadece muzafferlerin siyasi tarihinden ibaret olmadığı yaklaşımından hareketle, coğrafyadan
ticarete, sosyolojiden teknolojiye kadar toplumları bir bütün olarak ele alan interdisipliner bir tarih
anlayışını benimseyen bu çalışma, bir dönemin dünya tasavvurunda merkezi bir yer edinmiş olan
Kızıldeniz'in, içinde sonsuz merakları barındıran tarihine ışık tutuyor. |