Kitap Tanıtımı |
İzak Babel yirmi altı yaşında, insanlık tarihinin en önemli çarpışmalarından birine, Ekim Devrimi'nin kaderini belirleyen Polonya-Sovyetler savaşına, gazeteci ve asker olarak katıldı. Ve yaşadıklarından, edebiyat tarihinin en etkileyici savaş karşıtı öykülerini çıkardı; savaşın insan üzerindeki etkisini, her koşulda insan olmanın destanını yazdı. Parlak bir hayalgücünün duru ve sakin bir anlatımla iç içe geçtiği öyküler, yaşanan gerçeği bütün sarsıcılığıyla sergiliyor.
Maksim Gorki, Babel'in hep bir ironi havası taşıyan öyküleri için, "insanlara gönderilmiş öyküler" diyordu. İlya Ehrenburg, Kızıl Süvariler'i değerlendirirken, "Fantezinin gücüyle her şey sarsılmış; hatta fantastik olduğunu söylüyorlar kitabın. Fakat Babel ne gördüyse onu yazmış," şeklinde bir sonuca varıyor. Genç Borges içinse, üslubundaki şiirsellik bazı sahnelerinin tarifsiz şiddetiyle tam bir tezat oluşturmakta.
Kızıl Süvariler, Ergin Altay'ın Rusça aslından yaptığı yetkin çevirisiyle, Türkçede ilk kez eksiksiz yayımlanıyor. |