Kitap Tanıtımı |
Herhalde bu bir büyü olmalı, çünkü beni hayatın ana akıntısından kopartmış olan ve geri dönüş yolumu bulmamı engelleyen şeyin mantıklı bir nedenini bulamıyorum bir türlü. İnsanlardan kaçıp geriye çekildim, oysa ne böyle bir şeye niyetim vardı, ne de böyle bir hayat sürmeyi bir kez olsun hayal etmiştim. Ben kendi kendimi tutsaklaştırıp zindana tıktım, şimdi de kendimi kurtarmamı sağlayacak anahtarı bulamıyorum. -Longfellowa yazdığı 4 Haziran 1837 tarihli mektuptan- Hawthorneun yaşadığı belki de en önemli olay dokuz yaşındayken başına gelip, hayatına damgasını vuran, onu uzun yıllar odasında yalnız yaşamaya mahkûm eden bir sakatlıktı. Bacaklarından birinin zayıflığından ötürü uzun süre odasında, dışarıdaki dünyadan yalıtılmış bir hayat sürmek zorunda kaldı. Tıpkı, kendisinden yaşça büyük kocasını bir rahiple aldatarak, bu yasak aşkın meyvesi Pearlü dünyaya getiren, ömür boyu üzerindeki damgayı (kızıl harf), taşımak zorunda kalan ve içinde yaşadığı toplumdan dışlanan Hester Prynne gibi... |