Kitap Tanıtımı |
Bu kitabın temel konuları arasında yer alan Kişi ve Kişilik kavramları felsefe tarihinin ve insanlık düşüncesinin en eski konuları olmakla birlikte aslında hala çözmeye çalıştığımız felsefi problemler içermektedir. Bu problemlerin bazıları ontolojik veya metafiziksel, bazıları da ahlaki, siyasi, epistemik veya sanatsal çözümlemeyi gerektirmektedir. Örneğin, bir siyasal sistem veya kuram nasıl bir kişi ya da kişilik anlayışı üzerine kurulmalıdır? Bu sorun Platon'dan Kant'a, Kant'tan Rawls'a kadar etik ve siyaset felsefesinde temel ayrışma noktalarından biri olmuştur. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren sosyal bilimlerin gelişimiyle kişi ve kişilik konularına yönelik yapılan sosyolojik ve psikolojik çözümlemeler bu kavramlara yönelik bilgimizi çeşitlendirmiş ve zenginleşmiştir. Ancak, felsefi çözümlemelerde olduğu gibi, kişiliğin sosyal ve psikolojik boyutu konusundaki tartışmalar da farklı kuramsal yaklaşımlar arasındaki temel ayrışma noktalarından biri olmaya devam etmektedir.
Kimlik ise çağdaş toplumlarda her geçen gün daha merkezi bir değer haline geliyor. Çağdaş insan kendine evrensellik ile yerellik değerleri arasında bir kimlik arayışındadır. Kimileri yerel kimliklere değer vermeyi insanlık onurunun bir gereği olarak görürken kimileri ise yerelleşmeyi doğrudan aydınlanma değerlerini tehlikeye düşüren bir yaklaşım olarak görmektedir. Felsefi açıdan hangisinin daha savunulabilir olduğu bir yana, gerçek şu ki kimlik günümüz insanının tercihlerinde belirleyici olan iki temel değer ya da unsurdan biridir. Gerçekten de, günümüz toplumlarını en fazla uğraştıran iki meselenin ekmek ve kimlik sorunu olduğunu söylemek abartı olmaz diye düşünüyoruz. Kimlik konusunu felsefi ve sosyal bilimsel açıdan ele alacak yeni çalışmalar bu konudaki tartışmalara ışık tutacaktır. Bu kitapta, farklı ilgi ve uzmanlık alanlarına sahip araştırmacılar kişi, kişilik ve kimlik konularını felsefi, metafiziksel, etik, toplumsal, sosyolojik, dilsel, sanatsal, fenomenolojik ve varoluşsal açıdan ele almaktadır. |