Kitap Tanıtımı |
Peygamber buyruğu olarak nakledilen, kırk hadis öğrenmeyi ve öğretmeyi teşvik eden rivayetler de onları bu çalışmaları yapmaya şevklendirmiştir. Bunlar bazen ticaretle, bazen ibadetlerle, bazen de insanın manevî dünyasını onaran türden rivayetlerden oluşmuştur. Hadislerin ardından, okuyucuların alacakları öğüdün ne olduğuyla ilgili kısa açıklamalar yapılmıştır. Bu tür çalışmaları hazırlayanların meşrep ve meslekleri de hangi hadislerin seçileceğinde etkili olmuştur. Nitekim sûfilerin eserleri, gerek seçilen hadisler ve gerekse hadislerin işarî yöntemle açıklanması açısından, diğer geleneklerde hazırlanan çalışmalardan farklılıklar arz etmiştir. Osmanlılar döneminde Arapça kırk hadis şerhini ilk kez yazan Hâmid-i Velî'nin çalışması bu tür bir eserdir. Bunun önemi, bir tasavvuf önderinin, insanların Allah'ın dinine daha bilinçli yönelmelerini, ibadetlerini daha içten yapmalarını ve gerçek anlamda birer kul olmalarını sağlamak için böylesi bir çalışmaya girişmiş olmasıdır. Burada onun, kendisini seven insanları Hz. Peygamber'in hadisleriyle bizzat buluşturma çabası yanında kutlu elçinin buyruklarıyla manevî terakkilerini sağlama niyeti göze çarpmaktadır. Bir sûfî önderin ilme önem vermesi, gönüldaşlarından hazırlamış olduğu kırk hadisi okumalarını ve kendilerine kılavuz yapmalarını beklemesi son derece önemlidir. |