Kitap Tanıtımı |
Rusların yayılmacı politikası sonucu, vatanlarından sürgün edilen Kafkas halklarının verdiği mücadele, insanlık tarihinin en dramatik ve hafızalardan silinemeyecek olaylarından birini teşkil eder. Sürgün edilenler, baskı ve zulüm karşısında direnişin de bir sonuç vermediğini anlayınca, Rusların Batı Sibiryaya göç etme, ya da ülke dışına sürme politikalarından birine boyun eğmek zorunda kaldılar. Osmanlı topraklarına göç etmek onlar için en uygun seçenekti. Sürgün edilenlerin bu topraklara ulaşmaları ve yerleşmeleri, göçmenler için yeni bir başlangıca kapı aralamaktı belki, fakat bunu başarmak hiç de kolay olmayacaktı. Göç etmeye mecbur bırakılan halk, varını yoğunu terk edip bir canıyla yollara düşmüş, açlık, salgın hastalık ve sefalet içinde göç yollarında çektiği zorlukların dışında, ölümle de burun buruna gelmiş, önemli kayıplar vermiştir. Osmanlı Devleti, kabul etmekte sakınca görmediği göçmenleri, siyasî, ekonomik, askerî ve toplumsal temeli de güçlendirecek bir insan kaynağı olarak değerlendirmiştir.
Tarih boyunca zulme uğramış, sindirme ve baskı politikalarıyla aynı akıbete maruz kalmış pek çok toplum vardır. Ancak mülteci durumundaki böyle kitlelere Osmanlı Devleti gibi kol-kanat olan bir başka devlete rastlamak hemen hemen mümkün olmamıştır. Devletin içinde bulunduğu siyasi, askeri, ekonomik sorunlara rağmen, tebaasıyla bütünleşerek gelen göçmenleri, yeni vatanları olacak topraklara yerleştirmesi, maddi manevi yaralarını sarması, dünya üzerinde benzerine rastlanmayan bir insanlık örneğidir. Bu yardımlaşmanın bir durağını teşkil eden ve göçmenlerin iskân edildiği önemli bir bölge olan Amasya hakkında kapsamlı bir araştırma yapılmadığı kanaatiyle ele alınan bu çalışmada, Amasyaya önemli sayıda göçmen sevk ve iskân edildiğine, Amasya halkının, merkezi idare, Muhacirin Komisyonu ve yerel yönetimlerle işbirliği içinde göçmenlerin her türlü ihtiyacı için seferber olduklarına tanık olunmuştur.
Göç konusu, Osmanlı Devletini ve göç edilen bölgeler ve göç eden toplumları doğrudan ilgilendiren çok kapsamlı bir süreç olduğu için bu alanda bir hayli çalışma yapıldığı bilinmektedir. Bu çalışma, yerel ve sınırlı bir dönemi ilgilendirdiği için, konuyla doğrudan ilgili kaynaklara müracaat etmeyi uygun bulduk. Bununla beraber sözü edilen göç ile ilgili çalışmalardan da mümkün olduğunca istifâde ettik.
Çalışmanın esas kaynağını, Başbakanlık Osmanlı Arşivi kataloglarından 2000 yılından sonra araştırmaya açılmış ve kaynakçada belirtilen tasnif belgeleri oluşturmaktadır. Ana kaynaklar arasında, Prof. Dr. Abdullah Saydamın Kırım ve Kafkas Göçleri (1856-1876) ve bu alandaki diğer çalışmalarıda yer almaktadır. Saydam, Kırım ve Kafkas Göçleri (1856-1876) adlı eserinde, dönemle ilgili (çalışmamızda müracaat etmediğimiz Ayniyat defterleri, BEO Arşivi, Maliye Masarif Defterleri, Mühimme Defterleri, Hatt-ı Hümâyûn Tasnifi) tasnif belgelerine ve dönemin Osmanlı gazetelerine bir hayli yer vermiştir. Bu eserin Amasya ile ilgili kısımlarının bizim çalışmamıza önemli katkısı olmuştur. Saydamın sözü edilen diğer kaynaklar ışığında, Amasya ile ilgili olan bilgileri sunmuş olması sebebiyle biz bu kaynaklara başvurmadık.
Çalışmada müracaat edilen bir başka kaynak, Ali Tuzcu tarafından hazırlanan "İlkçağlardan Günümüze Seyahatnamelerde Amasyaadlı araştırmadır. Söz konusu dönemde Amasyaya uğrayan Arkeoloji profesörü ve bilim adamı Georges Perrot ve Alman kâşifi ve coğrafyacısı Dr. Heınrıch Barthm gezi notlarındaki göçle ilgili aktardığı izlenimler, çalışmada dikkate alınmıştır.
Çalışmada, Amasyada yapılan daimi ve geçici iskânların yerel birimleri, buralara ne kadar göçmen yerleştirildiği, halkın yaptığı yardımlar konusu, incelenen arşiv belgelerinde en sık rastlanan konular olduğu için, ilgili konu başlıklarına geniş yer verilmiştir. Bununla beraber iskân sürecinde karşılaşılan sorunlar, bunların çözümü, nüfus açısından katkısı gibi hususlar da olabildiğince ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu hususlarda saha araştırması önemli fikir verecek olmasına rağmen bu yapılamamıştır. Ancak Amasya ili köy istatistik verileri ışığında günümüzdeki göçmen köyleri, fazla ayrıntıya girmeksizin tespit edilebilmiştir.
Üç bölümden oluşan çalışmanın I. Bölümünde, konu ile ilgili genel bilgilere biraz daha geniş yer verdik. Bunun nedeni, alan uzmanlarının dışındaki okuyucuları, göçün genel boyutları hakkında biraz daha bilinçlendirebilme ümidiydi. Çalışmanın ana temasını oluşturan I I . Bölümü, Kırım Savaşından sonra 1849-1864 yılları arasında Kafkasyadan Anadoluya yapılan göçler sonucu Amasyada iskân edilen muhacirler teşkil etmektedir. Amasyaya sevk edilenler, bunların iskânları, bu sırada yaşanan problemler, halkın yardımları, yerlerinden memnun olmayanlar için alınan tedbirler; başvurulan arşiv belgeleri, araştırma eserleri, salnameler ve ulaşılabilen yabancı eserler ışığında değerlendirilmiştir. Gelenlerin menşeleri belgelerde geçtiği gibi verilmeye çalışılmış, hangi kola ya da gruba dahil olduğu belirtilmeyen muhacirler ise Çerkez olarak ifade edilmiştir. III . Bölümde, XIX. yüzyılın ikinci yarısı ve XX. yüzyılın ilk çeyreğinde Amasya Sancağı Nüfusu dahilindeki muhacirlerin miktarı kısaca değerlendirilmeye çalışılmıştır. Osmanlı-Rus Savaşından sonra gelenler de dahil olmak üzere, 1864 sonrası yapılan göçlerle ilgili tespit edilen bilgiler de dikkate alınarak nüfusun salnamelere nasıl yansıdığı ortaya konmuştur.
Emine Altunay Şam |