Kitap Tanıtımı |
Adnan Yeşiltaş, Sivas doğumlu. Hani derler ya, Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş, Yaşar
Kemal'in "İnce Memed"i gibi, ince uzun kara yağız bir genç adam. İnce Memed, nasıl şalvarlı, poturlu
"ağa"lara başkaldırmışsa, Adnan da sanki, günümüzün "kostüm-kravat", kol düğmeli gömlek giymiş
"ağa"larına kafa tutmaya gelmiş bu cihana...
Efendiliğine "efendi", ozanlığına "ozan", amma, Kuva-i Milliyeci gibi savaşçı, Teşkilat-ı Mahsusacı
gibi teşkilatçı. Onu tanıdığımda, 30'lu yaşların başındaydı. Bir yandan siyaset girdabının ortasında
kulaç atıyor, öbür yanda emlakçı meslektaşlarını bir dernek çatısında toplamaya çalışıyordu. Şu
anda Maremder Başkanı.
Hümanist, yardımsever, merhametli su katılmadık "Atatürkçü"dür de hepsinin önünde "insancıl"lığı
gelir. Ayın 14'lerinde, ay tolunay olduğunda, evinin boğaz manzaralı terasında, dostlarına verdiği
mangal gecelerinde, alırdı sazı eline, sözü müziği kendine ait türküler söyler, Veysel'den başlar,
Yunus'ta gezinir, Mahsuni'den, Neşet Ertaş'tan sonra bir dürüm molası verilir, sonra yeniden başlardı
Nazım'lı, Mehmet Akif'li, Eşref'li sohbetler...
O zamanlar bekârdı. Şimdi evli, kızı ve eşiyle mutlu bir aile reisi. Sanırım şimdi, en güzel şiirleri |