Kitap Tanıtımı |
Karadenizin kuzeyindeki bozkırlardan Moğolistan topraklarının sonuna değin uzanan geniş coğrafî bölgede, binlerce insan biçimli taş heykel ve balbal bulunmaktadır. Bu taş heykel ve balballar, 6.-13. yüzyıllar arasında Türk toplulukları tarafından oldukça yaygın olarak kült merkezlerini çevresine ve kurganların üzerine dikilmiştir. Taş heykeller balballara kıyasla oldukça özenli ve gerçekçi bir biçimde işlenmişlerdir. Heykellerin özenli ve ayrıntılı olarak işlenmesinin özünde, ölen kişinin varlığının elle tutulur bir biçimde sürdürülmesi düşüncesi gelmektedir. Bu yüzden taştan yapılan insan heykelleri, Türk tarihinde Ata Kültünü tüm canlılığı ile yansıtmaktadır. İnsan heykellerinin yanı sıra, başında üçgen çıkıntılı bir taç taşıyan Umay Ana heykelleri, doğurganlık, üretkenlik ve koruyuculuğun bir simgesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde bile Türk toplulukları taştan yapılan insan heykellerini kutsal kabul etmekte ve bunları taşnine, taşbaba, kesertaş ya da saymalıtaş olarak adlandırmaktadır. Eski inancı sürdüren Türk toplulukları insan biçimli taş heykel ve balballara dualar etmekte, adaklar adamakta, taşları kucaklamakta, saygıyla öpmekte ve isteklerinin olumlu yönde sonuçlanması için bezler bağlamaktadır. |