Kitap Tanıtımı |
Taşından toprağından altın çıkarmaya gelenlerin çizdiği İstanbul'un resmi; bir gökdelenin altına sığışmış bir gecekonduydu. Üstte olanın altta olanı ezdiği. Çarpık kentleşmenin çapraşık ilişkileri arasında, çeşitli eşitsizlikler üzerine inşa edilmiş tabakalardan şekillendirilen toplum, her gün kat kat yükseliyordu İstanbul'da. Meseleyi yalnızca sosyolojiyle açıklamaya çalışırken birileri,tabakalara ayrılan insanlar öldürüyorlardı birbirlerini. Kimileri yasal yollardan usulünce hallediyordu bunu ve cinayetçilerin ilgi alanına girmiyordu bu ölümler, kimileri de en kadim yöntemlerle işliyorlardı cinayetlerini… İstanbul Cinayet Büro Amiri Karabey Karaşın, öldüğüne için için sevindiği zalimin maktelinde, katil diye ilk şüphe ettiği Veteriner Doktor Destan Ay'ı bir an önce seçenekler arasından eleyebilmenin derdine düşmüştü,maktulün donmaya başlayan kanına bakarken… (Tanıtım Bülteninden) ) |