Kitap Tanıtımı |
Ey hain! Beni düşmanın çokluğu ile mi korkutacaksın? Dünya yıkılsa o Yezid gibi zalim bir kâfire biat etmek alçaklığını kabul etmem. Savaşa sebep olan ben değilim. Siz, fesat çıkarıp evlâtlarımı, adamlarımı gaddarca şehit ettiniz. buyurduktan sonra o haini tepeledi. Bunun arkasından çıkan Zeyd bin Abtahı da bir Hayderâne vuruşla yere serdi. Bunlardan sonra gelen bir hayli eşkıyayı cehenneme gönderdi. Bu uzun savaş devam ederken son dereceye varan susuzluğunu gidermek için Fırata doğru yürüdü, karşısına gelen münafıkları tepeleye tepeleye nehrin kenarına vardı.
Tam suyu içeceği sırada dinsiz bir hain:
Ey Hüseyin! Düşman, kadınların çadırına saldırdı, su içmek zamanı değildir diye bağırınca, er meydanının aslanı, su içmeden atını çevirip çadırlara doğru koştu. Oraya varınca bir hile ile su içmekten men edildiğini anlayıp fena halde kızdı ise de bir kere olan olmuştu. Oğlu ve kadınlarla tekrar vedalaşarak yine meydana çıktı:
Ben Rasulullahın oğluyum, ben Ali veliyullahın oğluyum. diye nara atarak hücum etti. Önüne geleni tepeleye tepeleye tekrar Fırat kenarına gelip su içmek istedi. Fakat Hasıyn bin Nemir adlı bir alçağın attığı ok dudaklarını yardığından bir damla su içemedi.
Binlerce düşmana yalnız başına aslan gibi göğsünü açarak karşı koyan İmam Hazretleri, nihayet susuzluğun ve mübarek vücutlarında açılan yaraların tahammül edilemeyecek tesiriyle kuvvetten düştü.
MelunŞimrin zalimce teşvikiyle hainler vahşiliklerini arttırdılar. Malik bin Beşir adlı hain göğsüne kılıçla vurdu ve diğer bir hainin attığı okla alnı yaralanarak yüzü al kanlar içinde kaldı. Dera bin Şerik adındaki alçak da bir kılıçla sol kolunu kesti, Sinan bin Enes,Salik bin Vehip oklarla vücudu şerifi yaraladıklarından Hazreti İmam, âyeti rahmet gibi atından düştü. |