Kitap Tanıtımı |
Bilim felsefesinin amacı, akılcı ve eleştirel bir tutumla bilimi anlamaya çalışmaktır. Elbette ki “bilim” adını verdiğimiz fenomeni anlama ve anlamlandırmada çeşitli metotler takip edilebilir ve edilmiştir de. Bunlardan birincisi bilimi tarihsel süreç içeresinde gelişimini ele alarak incelemek ya da bilimsel etkinlikte bulunan kişilerin niteliklerini ve sosyo-kültürel koşullarını ele alarak bilimin oluşumunda kişisel ve toplumsal koşulların etkisine bakarak bilimi anlamaya çalışmaktır. Bilimin kendisinden yola çıkarak adeta onu tinsel bir entite olarak incelemek olanaklı olduğu kadar, epistemolojik özne ve konuları açısından ayrıca metot ve amacı bakımdan da ele alıp incelenmesi mümkündür. Diğer taraftan bilim, diğer bilim dallarıyla mukayese edilerek de incelenebilir. Ancak tüm bu etüdü bilimin kendisi değil, bilim felsefesi yapmak zorundadır. Çünkü bilim, kendi işini yaparken diğer taraftan kendi üzerine reflektif olarak yönelerek “mahiyet” i, aktüel durumu ve tarihteki görünümlerini tahlil edecek imkânı bulamaz. Fakat herhangi bir dalda “giriş” yazmanın en zor tarafı o sahada oluşmuş terminolojiyi yeterince betimleyememe sorunudur. Eğer bu konuya ilişkin açıklamalara yeterince ağırlık verilirse sanki o sahanın özüne ait değil, tarihine ilişkin değerlendirme yapılıyormuş gibi bir durum söz konusu olacaktır. Diğer yandan yeterince betimleme yapılmadığı takdirde ise terminolojinin dışında kalmak gibi bir handikap söz konusu olacaktır. Bunun için bilime felsefi açıdan bakmak hem olanaklıdır hem de gereklidir. Biz bu çalışmamızda bir bakıma bu bakış açısını ortaya koymaya çalışarak, insan aklının özgür tutumuyla felsefenin bu problemine nasıl eğildiğini ortaya koymaya gayret edeceğiz. (Tanıtım Bülteninden) ) |