Kitap Tanıtımı |
İhtiyar, bir daha görmeyeceği bu muhafızların kapısını açtıkları şehre adımını attığında çoktan gece çökmüş, herkes evine çekilmişti. Onu ertesi gün öğle vaktine kadar gören olmadı. Fakat öğle vakti güneş tam tepedeyken, şehri yakıp kavuruyorken, çalışanlar ter içinde işlerinin başında, evdekiler sıcaktan bir köşede sızmış uyumaya çalışırlarken, şehrin doğusundaki mahallenin toprak yollarında toz kaldırarak yürüyen ihtiyarın avaz avaz bağıran sesi duyuldu. ‘‘Kelimeler alıyorum! Kelimeler! Kelimeler alıyorum!’’ (Tanıtım Bülteninden) ) |