Kitap Tanıtımı |
Mehmet Nuri Parmaksız şiirlerinde bir büyük terkibe ulaşabilme başarısının sahibidir. Divan şiiri ile modern şiiri halk şiiri ile klasik şiiri ilahi aşkla beşeri aşkı Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesini havas hassasiyeti ile avam duyarlığını gelenekle moderni bu kadar başarıyla birleştirebilen aralarındaki farkları ortadan kaldırarak tam bir bileşim içinde kaynaştırabilen ender şairlerden biridir. Günümüz Türk şiirinin genel hastalıklarından biri olan duygusuzluk ya da yüzeysel duygululuk açmazına düşmediği gibi kelebek kanadı hassasiyetindeki ince ve derin duygusal eğilimi bütün yoğunluğuyla sergileyebilme başarısını göstermiştir.
Mehmet Nuri Parmaksız Süveyda'ya Mektuplar serisinde Tanzimat sonrası süreçte oldukça rağbette olan mensur şiir tarzına yeni bir şekil veriyor. Bu metinlere kurgusal olarak geleneksel anlamda ne hikaye ne deneme ne inceleme ne mektup diyebiliriz. Ama bu türlerin hepsinin bir sentezi olarak bakabiliriz. Kolay okunan yormayan yumuşak üsluplu bu metinlerle Parmaksız geleneksel ifade türlerinin dışında yeni bir tür denemesi ortaya koyuyor. Bunlara şimdilik herhalde deneysel sohbet demek gerekir. Zira deneysel terimi denemeyi ve denenen bir hayatı karşılayan hikayeyi içeriyor.
Prof. Dr. Nurullah ÇETİN Süveydam bu mektupları yazarken sana olan aşkım baki sana dair duygularım sonsuz lakin Necip Fazıl'ın söylediği
Anladım ki sanat Allah'ı aramakmış
Gerisi hep çelik çomak oynamakmış
sözlerindeki gerçeği nasıl göz ardı edebilirim Üstad acıların ve sancıların kaynağını
'ben ki toz kanatlı bir kelebeğim
minicik gövdeme yüklü Kafdağı
bir zerreciğim ki arş' a gebeyim
dev sancılarımın budur kaynağı diye göstermişken gönlüme senin aşkını koyan ve bu güzelliği kuluna ihsan eden Yüce Rabbimi nasıl unutabilirim? Seni unuturum da O'nu unutamam Süveyda. Aşkın için bir kelebek olurum da Onsuz sana varamam Süveyda.
Heyhat! Kara sevda denilen yol ne de dardır
Aşk bitti mi dünya kelebek ömrü kadardır. |