Kitap Tanıtımı |
Peki, siyasetin mecaz-ı mürseli olan aile dediğimiz müessesede, babadan başka bir Şeytan, babadan başka bir iktidar yok mu? “Hukuk babaysa, ve onun ihtiva ettiği cüzî yasaların tahakkukunu mümkün kılan cüzî istisnaları da kadınsa, hukuku büsbütün askıya alan dişil istisna durumuna da basitçe kadın durumu diyemeyeceğimiz açıktır. Hukukla hukuksuzluğun, baba ile annenin, kadın ile erkeğin üst üste bindiği bu süperpoze kendiliğe, bu trans(andantal) kimliğe başka bir isim vermemiz ya da zaten verilmiş ismi tespit etmemiz gerekmez mi? Evet. Artık kadim gelinlerin gözyaşlarının kaynağı olan o mâhut ‘Nemrut Kaynana’dan söz ediyoruz. Bu kaynana hem evin babasına hükmeder hem de evin annesine ve çocuklarına. Hem evin siyasetine hakimdir hem de evin kültürüne. Ama doğrudan ne babanın standart siyasî iktidar araçlarını kullanır ne de annenin kültürel iktidar araçlarını. Hep dolaylı olarak, hep sanki alakası yokmuş gibi yaparak babanın ve annenin iktidar alanlarına nüfuz eder. Bu yüzden ne baba ne de anne olan, ne erkek ne de kadın olan; olsa olsa annenin babaya paradoksal bir şekilde inkılap etmesine tesadüf eden bu pek maskeli trans kimlik, erkek ve kadın iktidarlarından özerk bir şekilde tahlil edilmeyi dibine kadar hakketmektedir.” Suheyb Öğüt, Kaynananın Ontolojisi’nde müzik, sinema ve popüler kültürün diğer unsurlarını da kullanarak sosyokültürel, felsefî ve sosyolojik bakımdan farklı bir Türkiye siyasî portresi çiziyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |