Kitap Tanıtımı |
Yazı : Claude Levi-Strauss, Jürgen Habermas, Max Horkheimer, Theodor W. Adorno, Umberto Eco, Hubert Reeves, Terry Eagleton, Michel Foucault, Gilles Deleuze, Felix Guattari, Fredric Jameson, Charles Taylor, Alain Touraine, Günter Grass, Slavoj Zizek, Pierre Bourdieu, Hans Georg Gadamer, François Hartog, Edgar Morin, Jacques Derrida, Seyla Benhabib, Paul Ricoeur
Kavramlar ve Bağlamlar Arasında; Fredric Jameson, Jürgen Habermas, Alain Tourain, Claude Levi-Stausse, François Hartog, Cyril Mango gibi 20. yüzyıl düşünce yapısına yön veren önemli düşünürlerin Cogito'da yayımlanmış seçme yazılarına yer veriyor. Yirminci yüzyıl düşüncesinin en belirleyici özelliklerinden biri, dünya savaşları ve kıyımlar yaşayan bir dünyada, ne düşünmek ve ne yapmak gerektiğini belirlemenin zorluğuydu. Düşünürler, önceki kuşaklardan çok daha fazla olarak, düşüncenin çaresizliği fikriyle yüzleşmek ve buna rağmen düşünmek, anlamaya çalışmak zorunda kaldı. Kimi Touraine gibi, "eylem"i ve eylemciyi anlamaya çalıştı. Kimiyse Habermas'ın yolunu seçerek ideal formlar oluşturdu ve günümüz toplumlarını çözümlemeye yöneldi. Kavramlar ve Bağlamlar Arasında, iki arada bir derede kalmayı her şeye rağmen reddeden yirminci yüzyıl düşüncesinden "çok parçalı" bir seçki. Kitapta, "Tanık ve Tarihçi" başlıklı bir konferans için geçtiğimiz günlerde İstanbul'a gelen ünlü tarihçi François Hartog'un da bir yazısı bulunuyor.
Tadımlık
Önsöz: İki Arada...
Platon, yazıdan pek fazla hoşlanmamasıyla da tanınmıştır -- yazı okurla konuşmaz çünkü, sorulara yanıt vermez, sessiz ve çaresiz, bakar durur. Düşünürü konuşurken dinlemek, onunla söyleşiye girmek, Platon için gerçek düşünce alışverişinin ortaya çıkmasını sağlayacak koşullardan biridir. Yazı taraftarları, itirazlarını seslendirmekte gecikmemiştir elbette: yazı kalır; üstelik bunu Platon da bilir -- o değil midir Sokrates'in konuşmalarını yazıya geçiren? Kavramlar ve Bağlamlar Arasında, her iki tarafın eksiğini giderip en iyi tarafını benimsiyor bir bakıma: hem düşünürleri an'ın, söz'ün içinde yakalıyor, hem de bu an ve söz'ü kalıcı kılıyor. Yirminci yüzyıl düşüncesinin en önemli ağır toplarından bazıları, en önemli "genç" düşünürlerden bazılarıyla yan yana sahne alıyor kitapta: Horkheimer, Adorno, Gadamer, Morin, Levi-Strauss, Habermas gibi isimlerin yanısıra, Abu-Lughod, Benhabib ve Zizek gibi, 1980 ve 90'larda isminden söz ettirmiş akademisyenler konuşurken kayıtlara geçirilmiş durumda. Bu söyleşilerin hepsi, otuzuncu sayısını geride bırakmış olan Cogito dergisinde daha önce yayımlandı. Böyle bir derlemenin, belki üzücü bir anlamı daha ortaya çıkıyor demek: yazı'nın da uçtuğu bir ortamda yaşıyoruz; yazı'yı bile, yeniden yazmak gerekiyor. Bu ancak "ek" bir anlam olabilir ama; Kavramlar ve Bağlamlar Arasında'nın gerçek anlamına, kitabın adı da işaret ediyor -- yirminci yüzyıl düşüncesinin en belirleyici özelliklerinden biri, iki dünya savaşı ve sayısız kıyım yaşayan bir dünyada, ne düşünmek ve ne yapmak gerektiğini belirlemenin zorluğuydu. Bu yüzyılın düşünürleri, önceki kuşaklardan çok daha fazla olarak, düşüncenin çaresizliği fikriyle yüzleşmek ve buna rağmen düşünmek, analizler yapmak, yapılar kurmak, anlamaya çalışmak zorunda kaldı. Nazi yönetiminin soykırım tekniklerini ve bunun yarattığı dehşeti unutmak ne kelime, Balkanlarda, Afrika'da, Ortadoğu'da yeni yeni katliamlar meydana gelirken düşünmeleri, durmaya fırsat bulamadan düşünmeleri gerekti. Mayıs 68'de Paris'te, Kasım 89'da Berlin'de kendilerini eylemin göbeğinde bulduklarında da, toplumsal-küresel krizlerle karşı karşıya kaldıklarında da onlardan beklenen, onların kendilerinden beklediği buydu. Bazıları, Touraine gibi, "eylem"i ve eylemciyi anlamaya çalıştı, bunu da bizzat eylemin içine girerek yaptı; bazılarıysa Habermas'ın yolunu seçti, ideal formlar oluşturarak günümüz toplumlarını çözümlemeye yöneldi. Karmaşık bir yüzyıldı yirmincisi; bunu anlamanın yollarından biri, gökyüzüne bakanlarla geçmişe bakanların yorumlarını karşılaştırmak. Bu anlamda da bu derlemenin kayıtlarına başvurulabilir: Hartog, RicÏur ve Mango'yu bir yana, "Bu kitapta ne işi var?" denebilecek Reeves'i öbür yana koyun; hangi yapıların yıkıldığını, değiştiğini, dönüştüğünü, hangilerininse sürdüğünü tartmaya yönelmek biraz daha kolaylaşacaktır. Kavramlar ve Bağlamlar Arasında, iki arada bir derede kalmayı herşeye rağmen reddeden yirminci yüzyıl düşüncesinden "çok parçalı" bir seçki, sonuçta -- gerçekliğimiz de öyle olduğu için. Cem Akaş |