Kitap Tanıtımı |
Karakolun düştüğü gecenin sabahı, Şemdinli'den başı var, kuyruğu yok uzun bir askeri konvoy geldi. Gerillalar Xapuşke'den dinlenecekleri alanlara gitmek üzere yola çıkmışlardı. Konvoy alana ulaşır ulaşmaz bütün yakın tepeler uçaklarla bombalandı. Uçaklar çıldırmışcasına önlerine gelen tepelere, vadi, koyak, boğaz, doruk nereye rast getirdilerse bombalarını indirdiler. İkinci gün dozerler yolu açtı, karakolun etrafını düzeltti. Kamyonlarla tahtalar ve inşaat malzemeleri getiriliyor, hummalı bir çalışma yapılıyordu.
Dürbünle gözetleme yapan gerillalar emrak içindeydi. Üçüncü günün sabahı Miroz'daki Zaza Hasan, Mowata'da bulunan Hozan'ı telsizle aradı. Birçok radyo istasyonunun yanısıra Zaza Hasan gizli ve şifreli telsiz kanallarını dinleyebiliyor ve olup bitenleri önceden öğrenebiliyordu.
"Demirel yarın Hakkari'ye geliyor. Hem de nereyi ziyaret edecek biliyor musunuz?"
Hozan, Besosin diyecekti ama bunun imkansız olduğunu düşündü.
"Besosin karakolunu ziyaret edecek. Hava trafiği, konvoylar, iş makinaları onun için ahzırlık yapıyor. Hatta yıktığınız karakol binası yerine yepyeni bir bina hazır bile."
Eylemi görmezden gelen radyolarda Demirel'in Besosin karakolunu ziyarete geleceği söyleniyordu. Üç gün önce yerle bir edilen karakola gelip de ne yapacaktı Demirel? Bu rutin bir karakol ve sınır gezisi değildi. Demirel, boyası yeni, duvarları henüz taze çimento kokan karakol binasının önünde, saldırı sırasında karakolu koruyan Mehmetçiğin kahramanca direnişini kutladı! Gerillalar ise yanlarında 5 esir askerle birlikte Miroz ve Mowata'daki karargahlarda radyodan Demirel'in mesajlarını gülerek dinliyorlardı. |