Kitap Tanıtımı |
Kartal Yuvası'nda anlatılanlar, Mardin'in ilginç öyküsüdür. Bu öyküde (600'lü yıllarda henüz Türkler oralarda yok iken) çeşitli ırkların ve dinlerin ilişkileri, çelişkileri, benzerlikleri ve gücü ele geçirme uğraşları anlatılır. Aslında Mardin'in öyküsünü bugüne dek anlatmayı-hikâye etmeyi-hiçbir yazar cesaret etmemiştir. Çünkü dinler ve ırklara rağmen olanları anlatmak ya da bulmak, zor olduğu kadar, diyalog dışı da sayılmıştır. Yazar, dinlerin kutsiyetine inanarak ana öykü örgüsünü pozitif düşüncelerle-olması gereken biçimde- anlatmaya çalışmıştır. Tabii ki tarihi romanda yazarın da bir kurgusu olmuştur ve bu kurgu, güçlü surları ile yüksek bir dağın tepesinde bulunan Mardin Kalesi'nin kimsenin almaya gücünün yetmediği duruşunun, heybetinin, baş eğişinin olabilirlik anlatımıdır. Dinlerin mitolojik esintilerinin dışında savaş, barış, anlaşma, çıkar, zarar, korku, çarenin akılla harmanlandığı olay örgüsü, böylesi bir hikâyede olabilir(di). Çünkü her türlü kutsallık, kahramanlık, destan ve mitolojinin olduğu kabul edilenin dışında, -Aslında olması istenendir!- olabilirliğin, bir mantıklı anlatımı vardır. İşte Mardin'in öyküsü, böylesi bir pozitif düşünce alanında yazar tarafından kurgulanmıştır. Kitabın yazarı Bülent Tekin, yararlandığı kaynakların (kitapların) yanında anonim olarak anlatılanlar-anlatılanların 600'lü yıllardakilerle giyim kuşam dışında epeyce benzerlikleri vardır- tarihe açılan gedikler gibi olduğunu yakalamıştır. 600'lü yıllarda Doğu Roma İmparatorluğu'nun eyaletlerini aşırı vergilere bağlaması; Hıristiyan, Yahudi, Zerdüşti gibi dini zümreleri rahatsız etmiştir. İşte böylesi şartlar İmparatorluğun İslam Arap ordularının istilasına direncini kırmıştır. Kitabın öyküsü; Arap, Süryani, Kürt, Ermeni, Bizans (Yunan), Pers halklarının hâkim olma, yaşama, direnme veya istila eylemlerinin olduğu (Yukarı) Mezopotamya'da yaşananları betimlemek olmuştur. Romanda olayların betimlenmesinde ırklar ve dinler karşısında eşit mesafede olunmuş, akıl ve mantıktan kaçınılmamıştır. |