Kitap Tanıtımı |
Gökyüzü tül gibi bir sisle kaplıydı. Sıcak boğucu bir havavardı. Dilleri bir karış dışarıda, ağızlarından salyalarakıtarak boyunduruklara asılan öküzlerin sırtlarındasöğüt çubukları ıslık çalıyor, engebeli dar yol uzadıkçauzuyordu. Önce tepelerindeki süt beyaz bir bulut güneşindevrilmesini bekliyormuş gibi yükselip batıya doğrusüzülerek gözden kayboldu. Sonra da bütün gün biryavuklu gibi yolu takip eden nehir birden sağa kıvrılarakküçük bir tepenin arkasına dolandı. Bir başına kalmış yolda hafifçe sağa saparak engin bir düzlüğe çıktı. Öküzlerrahatlayarak kuyruklarını tembel tembel sallayıp sinekkovmaya başladılar. Düzlüğü ikiye bölen yolun solundaGökyüzü tül gibi bir sisle kaplıydı. Sıcak boğucu bir havavardı. Dilleri bir karış dışarıda, ağızlarından salyalarakıtarak boyunduruklara asılan öküzlerin sırtlarındasöğüt çubukları ıslık çalıyor, engebeli dar yol uzadıkçauzuyordu. Önce tepelerindeki süt beyaz bir bulut güneşindevrilmesini bekliyormuş gibi yükselip batıya doğrusüzülerek gözden kayboldu. Sonra da bütün gün biryavuklu gibi yolu takip eden nehir birden sağa kıvrılarakküçük bir tepenin arkasına dolandı. Bir başına kalmış yolda hafifçe sağa saparak engin bir düzlüğe çıktı. Öküzlerrahatlayarak kuyruklarını tembel tembel sallayıp sinekkovmaya başladılar. Düzlüğü ikiye bölen yolun solundayıllardır ekilip biçilmemiş kirli sarı kaba kavruk otlarlakaplı içinde tarla kuşlarının cıvıldaştığı, karın doyurmatelaşındaki bıldırcınların korkusuzca sağa sola koşturduğutarlalar bozkır gibi uzayıp gidiyordu. Tarlaları ufuktamaviye çalan bir buğu kesiyordu. Bu buğunun altında,tepesinde alıcı kuşların dolanıp durduğu geniş yemyeşilormanlar saklıydı.' (Tanıtım Bülteninden) ) |