Kitap Tanıtımı |
Koyunların çıngırak gürültüleri, kaybettikleri analarını
arayan kuzucukların ince, titrek, acımsı sesleri zaman
zaman birbirine karışıyordu.
Aralardan ilerleyen Çoban Ali, sürünün orta yerine gelmişti.
Yavaşladı... Bir adım daha atmak içinden gelmemişti.
Kalakaldı. Yanı sıra gelmekte olan Karabaş da durmuştu.
Etrafı sürmeli gözlerini Aliden ayırmıyor, kuyruğunu iki yana
sallayıp emir beklediğini anlatıyordu.
Çoban Ali derin bir iç geçirdi. Çok hafif yapağı ve gübre
kokusunun ara sıra karıştığı, taze ve serin sabah yelini
göğüs boşluğuna daha bir derinden doldurup boşalttı.
Bugün erkenden otlağa gelmişti. Sıkıntılı idi. Her zamanki
gibi gidip yerine çökemedi. Üflemese de kavalını eline alıp
karayemişin dibine oturamadı... |