Kitap Tanıtımı |
Karacaoğlan'ın halk edebiyatımız ve halk türkülerimiz içinde ayrıcalıklı yeri var. O bir sevgi adamı. Dört yüz yıldan bu yana eskimedi. Unutulmadı, değerinden bir şey yitirmedi. Canlı, içten anlatımıyla, yaşam algısıyla. halk şiiri ve türkü geleneğinde hep dorukta kaldı.Karacaoğlan'ın, 1606 da Adana'nın Bahçe, Feke ve Kozan üçgeni içinde konup göçmekte olan Varsak Türkmenlerinin obalarında doğduğu biliniyor.İçerisinde Maraş geçen dizeleri dayanak göstererek, Kahramanmaraşlılar, Karacaoğlan'a sahip çıkıyorlar.Barak Türkmenleriyle Kilis'te Çavuşlu Türkmenleri de onu kendilerinden saymakta. Batı Anadolu'da yaşayan Karakeçili aşiretine göre Karacaoğlan. onlardan Mersin'in Tarsus. Şililice, Gülnar, Mut ilçelerinde yaşayanlar kendi ilçelerinden olduğunu ileri sürüyorlar. Sarıveliler öylesine Karacaoğlan'a sahip çıkıyorki, adeta Karacaoğlan’ı yaşıyorlar. Bir söylenceye göre de Kozan'a bağlı Feke ilçesinin Gökçe köyünde doğmuş. Listeyi Kırşehir'den Erzurum'a kadar uzatırken, araya başka yerler de eklenebilir.Karacaoğlan. koşmaları, semaileri, türküleri ile yalnız Türkiye'de değil, bütünTürk yurtlarında yaşıyor O, baharın, yazın çağıldayan suların, gür pınarların, açan goncaların, öten kuşların, özellikle allı morlu giysiler içinde peri kızlarını imrendirecek kadar çekici ve güzel olan Türkmen kızları ile Türkmen gelinlerinin ozanı. Yaşamanın sevincini damarlarında duyan, güzellere, rahatça seslenen, arzuladığı serbestlikle duygularını dile getiren..(Tanıtım bülteninden) ) |