Kitap Tanıtımı |
Nina Berberova, bu romanıyla bir kez daha özel dünyasının derinliklerine demir atıyor: Sürgün dünyasını ve bu dünyanın karanlık anlamsızlığını sorguya çekiyor. Nina Berberova`nın öbür kahramanları gibi Kara Acı`nın kahramanı Yevgeni Petroviç de bir sürgündür. Ülkelerinden, sevgi bağlarından, ana dillerinden yoksun kalmış, uzun süre bir kentten ötekine, bir ülkeden bir başkasına sürüklenmiş hümanist Slavların acılarını tek başına simgelemekte, onlarla bütünleşmektedir. `Kara Uğursuzluk`, `Kara Felaket`, bir elmas hastalığıdır ve sürgünün yaşamında işleyen ve bir türlü kapanmayan yarayı simgelemektedir: Bu simge, bazan bir sanrıya dönüşen uzak ülkeyle, bazen yerini hiçbir kadının dolduramadığı bir yazgısal kadınla örtüşür. Artık gelecek ve umut diye bir şey yoktur ve asıl korkuncu, geçmişin de insanın parmakları arasından kum gibi akıp gitmesidir. Şimdi 91 yaşında olan Nina Berberova`nın sekseninden sonra yazarlık ününe erişmesi gerçek bir Kara Acı değilse nedir? Berberova`ya göre Kara Acı kendisinin en önemli yapıtıdır. Eleştiricilere göre de başdöndürücü bir başyapıt. Yazarın daha önce Eşlik Eden, Astaçev Paris`te, Uşak ile Yosma adlı yapıtlarını yayınlayan Can Yayınları, yazma eylemini insan sevgisine dönüştüren yazarı ülkemizde tanımaktan büyük bir kıvanç duyuyor.
(Arka Kapak) |