Kitap Tanıtımı |
Onlar ki bugün yaşadığımız toprakları bizlere vatan kıldılar.
Onlar ki "İlâ-yı Kelimetullah" yolunda can verip canandan vaz geçtiler.
Onlar ki sıcak yataklarını terk edip at sırtında, serhad boylarında basılmadık yer bırakmadılar.
Onların tek sevdası ilahî rızaya nail olabilmek, ellerindeki İslâm sancağını serhadlere dikebilmekti.
Onların yegâne şahidleri kılıçları oldu, küffarın üzerine şimşek gibi çakan kılıçları
Karanlıkları yarıp geçen, ardından gelenlerin önünü aydınlatan, kapalı kapıları sonuna kadar aralayan çelik kılıçları
Gözleri hep ufuklardaydı; hep ileriye, hep ötelere at koşturdular.
İşte o akıncı beylerinden birisiydi Bora Bey.
Yiğit ve esmer bir çehre, kor ateş gibi bir yürek, hançer gibi bir bakış Adı gibi boraydı; akından akına koşan bir serdengeçtiydi.
Bütün dünyaya nam salam Muhteşem Süleyman´ın akıncı beyiydi.
Tarih ona kâh Drava´nın deli dolu çağlayan sularını aşarken, kâh Mohaç Meydanı´nda düşman saflarını yalın kılıç yararken şahid oldu.
Tarih kılıcına, kılıcı da kendine şahid oldu.
(Tanıtım bülteninden) |