Kitap Tanıtımı |
Son yıllarda geleneksel yönetim anlayışında meydana gelen değişmeler; yöneten ve yönetilenler arasındaki sınırın daha bulanık bir hale gelmesi ve gücün toplumu oluşturan tüm katmanlarca paylaşılması durumunu ortaya çıkarmıştır. Yönetişim paradigmasına geçişle, kamu kurumlarının hedef kitleleriyle güven, diyalog, karşılıklı anlayış ve uyumu sağlamaya yönelik stratejik iletişim yönetimini gerçekleştirmesi daha da önem kazanmaya başlamıştır.
Günümüzde özel sektör kuruluşlarının; hedef kitlelerinin zihninde benzer ürün ve hizmetler üreten rakiplerinden farklı bir yere konumlanması, olumlu bir imaj oluşturup itibarını yönetmesi, hedef kitleleriyle karşılıklı iyi niyet ve anlayışı geliştirmesi için halkla ilişkilere duyduğu gereksinim, kamu kurumlarının da en büyük gereksinimleri halini almıştır. Kamularının beklentilerini ve ihtiyaçlarını tespit etmeyen ve bu beklentileri karşılayamayan, kamularıyla diyaloğa dayalı kurumlarının; kamularından destek alması, olumlu bir imaja sahip olması mümkün olamamaktadır. Bu çalışmada, kamu kurumlarının söz konusu amaçlara ulaşabilmesi için kamusal halkla ilişkiler çabalarına başvurması ve kendi faaliyet alanlarına ilişkin konularda çeşitli kamusal halkla ilişkiler ve iletişim kampanyaları gerçekleştirmesi gerekliliği ortaya konmaya çalışılmıştır. |