Kitap Tanıtımı |
İçinden geçmekte olduğumuz çok boyutlu ekonomik krize rağmen, AKP’nin, siyasal alanda iktidarını sürdürmesi; kamu kurumlarında, kadrolaşmayı tamamlaması; özel sektörde etki gücü artan sermaye grupları aracılığı ve tahakkümüyle farklı-kendine karşıt sermaye gruplarının etkisini massetmesi; kamusal alanda, kurduğu hegemonyayla başta yazılı ve görsel medyada olmak üzere farklı seslere alan bırakmaması; kentleri uzun yıllardır yönetmesinden kaynaklı kurduğu ilişki ağlarıyla siyasal gücünü konsolide etmesi ve nihayet muhafazakar, dindar vakıflar ve cemaatler aracılığıyla karşılıklı işleyen bir çıkar-rant ağı kurması somut bir gerçeklik olarak karşımızda dururken; yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçlarına göre, AKP’nin, eskiye göre oy kaybetmesine rağmen halen birinci parti olarak görünmesi; toplumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın normal seçimler yoluyla Cumhurbaşkanlığını bırakmasının mümkün olmadığı kanısı; liberal demokratından sosyal demokratına, radikal demokratından sosyalistine kadar muhalif bütün siyasal yapılanmaların, toplumu ikna edici bir gelecek projesi sunamaması; özellikle genç eğitimlilerin, ülkeden umudunu keserek yurt dışına gitmeye çalışması gibi durumlar, özellikle solun ve sosyalistlerin önünde büyük bir handikap olarak durmaktadır. Bu çalışmamızda öncelikle bu handikabı aşmak için kamusal alan, yabancılaşma ve hegemonya kavramlarının içeriği, kapitalist sistemin ve kültür endüstrisinin yabancılaştırıcı etkisi, sermaye birikim rejimleri ve hegemonya projeleri aracılığıyla burjuva kamusal alanın nasıl oluşturulduğu, AKP hegemonya projesinin unsurları, geçmişten bugüne yürütülen hegemonya mücadelesi, karşıt hegemonya projesinin ve karşıt (Proleter) kamusal alanın oluşturulabilmesinin olanakları, ipuçları tartışılmış ve alternatifler ortaya konulmaya çalışılmıştır. (Tanıtım Bülteninden) ) |