Kitap Tanıtımı |
Kamu yönetimi, Devletin yasama, yönetme ve yargı fonksiyonlarının dışında kalan, fakat buna rağmen, bir toplumun kamusal hayatına etki yapan bazı faaliyetlerdir. Devlet ve idare bu hizmeti, idare hukuku terminolojisi ile, ajanları aracığıyla görür. Bu kişiler, yasalardan aldıkları erk ve yetki ile, devlet çarkının dönmesinde önemli bir işlev görürler. Bunun sonucu olarak, toplumda kamusal düzeni kurma iddiasında olan ceza hukuku, koyduğu normlarla, kamu yönetiminin düzgün, yasalara uygun, bir seviyede görülmesine hizmet eder.
Ceza hukukunun geleneksel yaklaşımı içinde, kamu yönetimine karşı suçlar "memur suçları" olarak adlandırılır. Bu suçların failleri kamu yönetimi erkini kullanan görevlilerdir. Bu kişilerin fiilleri, yanı nitelikteki fiillerin başka kişiler tarafından işlendiğinde öngörülen cezalara oranla, çok daha ağır biçimde cezalandırılırlar. Bunun iki nedeni vardır. İlkin, bu suçların failleri kamunun verdiği erkin barındırdığı kolaylıklardan yararlanırlar. Bu noktada, adeta bir görevin kötüye kullanılmasısöz konusudur. İkinci olarak, bu kişilerin gördükleri göreve
toplumda yaşayan bireylerin güven duymalarını sağlamak için de, kamu görevlisinin işlediği görevinden doğan bir suç, çok ağır yaptırımla karşılanır. Bu noktada tipik bir örnek, kamu görevlisinin işlediği zimmet suçudur. Bu suç, niteliği
bakımından güvenin kötüye kullanılmasıdır. Bu tür bir fiil, birey tarafından da işlendiğinde cezalandırılır. Fakat aradaki fark, zimmetin çok daha ağır bir suç olarak kabul edilmesidir.
Kitabın konusu, TCK'nın 2. Kitabının, 4. Kısmının, 1. Bölümü ile sınırlıdır. Bu bölümde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlar yer almaktadır. |