Kitap Tanıtımı |
Kamu, bürokrasileri, kendilerine verilen görevleri yerine getirebilmek, kanunları uygulayabilmek ve karşılaştığı birbirinden farklı sorunları çözebilmek için bazı serbestilere ihtiyaç duyarlar. Genellikle bu yetki bürokrasini takdir yetkisi olarak tanımlanır.
En detaylı düzenlenmiş hukuk kuralları dahi, kamu bürokrasilerinin içinde yaşadığı sosyal çevrenin tüm unsurlarını ve değişim sürecini belirleyemezler. Mükemmel düzenlenmiş kanunlar bile sosyal çevrenin devamlı değişim sürecinde olması sebebiyle, düzenlendiği andan itibaren eskimeye başlar. Bu bakımdan kanunlarda öngörülmeyen durumlar karşısında bürokrasilerin çıkar yol bulabilmeleri, takdir yetkisine sahip olmasına bağlıdır.Öte yandan kanunlarda olası her durum belirlenmiş olsa bile bürokrasilerin ne zaman nerede ve nasıl bir yol izleyeceği önceden belirlenemez. Bu bakımdan takdir yetkisi, yaşamsal bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.
İçinde bulunduğumuz bilgi iletişim çağı, toplumu tüm boyutlarıyla ve çok hızlı bir değişim sürecinin içine sokmuştur. Toplumların teknolojik, ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel olmak üzere tüm boyutları dramatik bir hızla değişmektedir. Bu değişim sürecini ise ne öngörülebilmesi ve de kontrol edilmesi mümkündür. Teknolojinin kamu yönetimi kurumlarına yayılması ve kamu yönetimini de değişim sürecine sokması, ciddi sonuçlar yaratacak bir gelişmedir. Bu değişim sürecinde bürokratik kurumlar da yapısal ve işlevsel bir değişime girmiştir.Demokratik hukuk devletinde kilit önemde olan bürokratların takdir yetkisi de bu değişimden etkilenmektedir ve bu etkilenmenin ciddi sonuçlar yarattığını gözlemlemek mümkündür. Bununla birlikte Türk kamu yönetimi literatüründe takdir yetkisi ile ilgili çalışmalar oldukça az ve yetersizdir. Bu bakımdan içine girilen yeni bilgi çağında takdir yetkisinin nasıl etkilendiğini incelemek önemlidir. |