Kitap Tanıtımı |
Kamu Ekonomisine Giriş altıncı yayıma, 32 yaşına giriyor. Türkiyede birkaç kuşak, ekonominin kurucu ve tamamlayıcı parçası olarak devleti bu kitaptan öğrendi. Yazar bu altıncı yayımda, kamu ekonomisinde kaynakların kullanılma sürecini, demokrasi alt yapısı içinde inceliyor. Devletin üretici, gelir bölüşümünü düzeltici, kaynakların etkin kullanı-mını sağlayıcı ve piyasanın yetersizliklerini tamamlayıcı işlevlerini yeni katkılarla çözümlüyor. Piyasa ekonomisini kuran, onun yurttaşların gereksinimlerini karşılamadaki yetersizliklerini tamamlayan kamu ekonomisinin üretimini (kamu hizmetlerini), maliyetlerinin karşılanmasını (vergileri) ekonomi biliminin araçları ile çözümleyerek sunuyor. Eskiden Maliye denen bu konu artık daha çok Kamu Ekonomisi diye biliniyor ve okutuluyor.
Tadımlık
Altıncı Yayım Önsözü
Kamu Ekonomisine Girişin ömrü bir çeyrek yüzyılı (rubu asrı) aştı ve üçtebir yüzyıla (sülusu asra) girdi. Bereket versin ki bu kitabın daha ilk yayımlanmasında piyasa dışı kamu hizmetlerinin ekonomik tahliline büyük önem vermiştim. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında kamu ekonomisinin piyasanın başarısız olduğu yerde başlayan misyonu ekonomik analizde saygın bir yer kazandı. Piyasa ekonomisinin çözümsüzlüklerine çare bulma yarışı içinde, iki disiplin arasındaki sınırlar gittikçe artan bir akademik kesinlik kazandı. Bu sırada elinizdeki Kamu Ekonomisi bir ders ve uygulama kitabı olarak tazeliğini korudu. Elbette bunda altı yayımın dördünde yaptığım eklerin ve değişikliklerin büyük payı var. Bu yayımda da kapsamı güncelleştirirken, okuyucuya dost uslûbu sürdürmeye çalıştım. Bu baskıda ülke ekonomisine bütüncül kamu politikalarının katkısını daha da kesinlikle vurgulamaya çalıştım. Dış ticaretin ardından sermaye hareketlerinin de serbestleşmesi ulusal ekonomilerin dünya ekonomisi ile bağınlaşmasını daha da yoğunlaştırdı. Makro ekonomi politikalarını uluslararası sermaye hareketlerine uyarlamakta yanlış adımlar atan hükümetler halklarına büyük faturalar bıraktı. Türkiye ekonomisi de ne yazık ki bu acemiliklerden payını aldı. Çevreci yeşiller birçok ülkede iktidarı paylaşıyor. Bu hareket artık duygusal bir doğa sevgisinin ötesinde, ekonomik büyümeyle bağdaşan ve fakirliği yenebilecek politikalar üretmek zorunda. Çevreci politikaların gerçekçi ve uzmanca olması için iktisatçılara büyük iş düşüyor. Gezegenimizin üstünde yaşayan ve yaşayacak kuşakların mutluluğu için, ulusal politikalar uluslararası platformlarda toplam getirisi sıfırdan yüksek uzlaşmalara çevrilmeli, artırılacak refahın hakça bölüşülmesi öncelik kazanmalı. Çağımızda küresel kamu ekonomisinin büyük ve büyüyen sorunları, cüce ya da dev, tüm devletlerden bu çözümleri bekliyor. Girne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti |