Kitap Tanıtımı |
Zamanı durduramadığımız, geçmişi geri getiremediğimiz için hayattaki bazı dönemeçler anlamlı oluveriyor. Kendimizi ne kadar sıradan hissetsek de hepimizin bir hikâyesi var. Ceyda'nın hikâyesi hem kendisiyle hem ailesiyle ilgili. Her ailenin bir senaryosu vardır ve hepsi benzersizdir. Ceyda' nın ailesi de öyle benzersiz. Babasının yıllar sonra karşısına çıkan ilk aşkı, bu aşktan olan ve kimsenin anımadığı yeni bir çocuk kaderin sahnesinde parladığında, keskin bir viraja girilmişti. Annesi için bu virajı önmek kolay değildi; bu yüzden hayatının en önemli kararını almak zorunda kaldı.
Ağabeyi, hayatını birleştireceği kızla evlilik hazırlıklarını yaparken ailesinden uzaklaşıyor, sadece kendisini düşünüyordu. Bu öyle bir uzaklaşmaydı ki, annesi ve babası arasında olup bitenler bile onun için önemli değildi. Hayatının belki de en önemli imzasını atmaya hazırlanırken kör olmuş, neredeyse hiçbir şey görmüyordu.
Ablası Ceyda' ya en yakın olan kişi yeni doğacak çocuğunun mutluluğuyla gözleri ışıldarken kocasından beklediği sıcaklığı göremiyordu. Mutluluğu hep bir miktar eksikti. Tam olarak dokunamadığı bazı şeyler vardı içinde; hissediyor ama ifade edemiyordu. Ceyda ise üniversiteyi yeni bitirmiş, hayata umutla bakan, bunun için uğraşan biri olarak çemberin tam ortasındaydı. İş hayatına atılışı, endişeleri, kırılganlıkları, ilk heyecanları ve farklı bir yerde Isparta' da başlayan yeni bir hayatı vardı.
Ceyda, kozadan yeni çıkan bir kelebekti ve sağa sola kanat çırparken hayatın tüm renklerini derin bir acıyla görüyordu...
-Cezmi Ersöz- |