Kitap Tanıtımı |
Bizim kuşağımızın kadınları, belki de herbirinin tek tek hanımefendi olmasından dolayı "hanımefendi" gibi giyinirlerdi; evet, kadınca ama "hanımca" da. Erkekler; erkeklerin hepsi beyefendi. Kruvaze veya spor, dökümlü ceketler, ağırbaşlı pardesü ve paltolar; göbekten kemerli ve hafif plili pantolonlar. Saçlar geriye doğru itinayla taranmış, ense ve kulak nâhiyesi açık. Kâkül, ancak çok yakışanlar için hercai bir istisnâ. Ceketlerin hepsinde bilâistisna yaka cebinde titizlikle katlanıp yerleştirilmiş birer beyaz mendil. Kravatlar, "bana bakın, ne kadar tuhaf olduğumu görün" çığlığıyla edepsiz bir gösteri gayreti içinde değil; genellikle düz desenli, zevkli ve ağırbaşlı renkler hâkim. Hepsi de giyim-kuşamın aslında insanı çerçevelediğini gösteren bir zevkin nümûneleri. Bugünün hâkim modası, insanları elbise taşıyan birer manken olmaya zorladığı ve insandan ziyade onun çerçevesine, yani giyim-kuşama dikkati yönelttiği için zevksiz ve zalim! |