Kitap Tanıtımı |
Bir gün yolculuk esnasında bir Mecusî Hz. İbrahim' e gelir.
"Ya İbrahim, senin misafirperverliğin dillere destan... Beni de evinde bu gecelik misafir eder misin?" der. Hz. İbrahim, adama dinini sorar. Adam da, Mecusî (yani, ateşe tapan) olduğunu söyler. Hz. İbrahim, belki o güne kadar hiç yapmadığı bir şey yaparak, adama:
"Kusura bakma, ben bir Mecusi'yi evimde misafir edemem. Allah'ın var ve bir olduğuna inanırsan, evimde istediğin kadar kalabilirsin" der.
Mecusî: "Bir gecelik misafirlik için dinimi değiştirecek değilim ya İbrahim; Sen de kusura bakma!" der ve teklifi kabul etmeyip yoluna devam eder.
İşte esas iş bundan sonra başlar. Cenâb-ı Hak, Hz. İbrahim'e: "Ya İbrahim! Ben, elli senedir onu mülkümde misafir ettim. Bana isyan ettiği, ortak koştuğu halde, rızkını kesmedim. Sen bir gece misafir edemedin mi?" buyurur.
Bunun üzerine Hz. İbrahim, koşar ve adamı yakalar: "Ey Mecusî, sana hiçbir şartım yok. Evimde istediğin kadar kalabilirsin..." der. Adam, bu ani değişikliğin sebebini sorar.
Hz. İbrahim: "Senden sonra Rabbim, bana bunları söyledi ve senin yüzünden beni azarladı" buyurur.
Adamın gönlü yumuşar, aklı başına gelir ve: "Ne Yüce O Allah ki, düşmanı için dostunu azarlıyor. Ya İbrahim! Söyle bana, senin telkin ettiğin dine girmek için nasıl iman etmem gerekiyor?" der ve Hz. İbrahim'in dinine girer. |