Kitap Tanıtımı |
Kâğıtçının aşkı; O gözlerin siyahında öyle bir noktada öylesine parlak bir ışık noktacığı vardı ki, dünya gibi birkaç gök cisminin gecesini sabaha çevirmeye yeterdi. Mutluluğu: Beyaz soğukta, tavşankanı rengindeki sıcak çayımdan bir yudum aldım. Az önce doğan güneşi içmiş gibi ısındım. Bize ucuz mutluluklar da yetiyor. Pahalısını aratmıyor üstelik. Ümidi: Eksi onlarda dolaşan soğukta ümitlerim yeşermişti benim. Şunu öğrenmiştim; ümitlerin yeşermesi için güneşe ve suya ihtiyaç yoktur. Derdi; Derin bir “ahhh” çekti. Birkaç harften oluşan ah’ın içine bu kadar büyük derdi nereden bulup sığdırmıştı? İsyanı; Ne çok kâğıt topluyoruz ama ne kadar az kazanıyoruz? Merhameti; Sen gülümsemezsen bizim gülücüklerimiz asla doğamayacak. Çünkü senin gülücüklerin bizimkilerin annesi. Gözyaşlarıma inanmıyor musun? (Tanıtım Bülteninden) ) |