KAF DAĞI`NIN ÖTESİ
ISBN 9789754708127
Yayınevi İletişim Yayınları
Yazarlar Lütfü Köselioğlu (author)
Kitap Tanıtımı Lütfü Köselioğlu, yitip gitmekte olan -vallahi korunmaya alınması gereken!- bir insan türünü temsil ediyor: Dürüst bürokrat. Ve yine nesli tükenen bir başka insan türünü: Karşısına gelen insanları çektirttiği filmlere bakarak değil yüzlerine, hallerine bakarak değerlendiren, elinde ne imkân varsa onunla sağaltmaya çalışan bir hekim. Kitap, Köselioğlu'nun anılarından, tecrübelerinden öte, Türkiye'ye az emeği geçmemiş bu insan türlerine tanıklık ediyor. Bu anı kitabının, 1920'lerin sonlarından 1960'lara kadar olan bölümünün, toplumsal tarihimizin üzerine pek az kaynak bulunabilecek köşelerine, bucaklarına ışık tuttuğunu söyleyebiliriz. 1920'lerin, 1930'ların Mesudiye'si ve Ordu'su üzerinden, Cumhuriyet'in ilk yıllarının taşra hayatıyla (geçim, eğlence, kültür, ahlâk...) ilgili zengin gözlemler okuyabiliyoruz. Sonra, kısa ama zengin gözlemlere bezenmiş,1940'ların başları Ankara'sı ve savaş yılları... 1940'lı yıllar boyunca İstanbul'da üniversite öğrenciliği tecrübesi: hoca tiplemeleri, yurt arkadaşlıkları, dernekçilik... Köselioğlu'nun 1950'lerle birlikte Zonguldak ve Sungurlu'da başlayan acemi hekimlik tecrübesi, hem taşrada hekim-hasta ilişkileri hakkında, hem de yine memleket taşrası hakkında ilginç manzaralar sunuyor. (Arada da bir parça var: Ezeli-ebedi mantığıyla asker-hekimlik...) Ardından, kitabın toplumsal-gündelik hayat tarihi açısından en bereketli bölümlerinden biri geliyor: Mardin'de beş yıllık devlet hastanesi hekimliği. 1957-62 döneminin Güneydoğu'sunun toplumsal hayatının, sorunlarının, çelişkilerinin, beri yandan memur gerçeği açısından meşhur Şark hizmetinin hal-i pür melalinin net bir fotoğrafı var bu 85 sayfalık uzun bölümde. Kitabın 1930'lardan 1960'lara uzanan ve 250 sayfayı aşan bu kısmı, Türkiye'nin toplumsal değişimi içinde halk-devlet ilişkilerine damgasını vuran nice informel bağı, töreyi, yol-yordamı da çırılçıplak gözler önüne seriyor. Özellikle de, benim memurum işini bilir adabının ilk örneklerini... Bu ilk kısımda, elbette hekimlik pratiklerine, hekimlik ahlâkına ilişkin de çok fazla gözlem ve ciddi bir özeleştiri var. Modern tıbba ilişkin halk cahilliklerini açıkça istismar edenlerin utanç verici hikâyeleri ve halk cahilliklerinin kat kat üstüne çıkan hekim cahillikleri! Özeleştirinin yanısıra, müthiş imkânsızlıklar içinde canını dişine takarak insanları iyileştirmeye çalışan üstad-hekimlere methiyeler de var. Hekimliğimizin toplumsal tarihiyle ilgili gözlemler, Köselioğlu'nun yıllar süren kanserle mücadele tecrübesi içinde yoğunlaşıyor. 1960'ların ortalarından itibaren Türkiye'de sağlık bürokrasisinin -genel olarak bürokrasinin encamını da örnekleyen- iç düzeninin röntgen filmi çekiliyor bu bölümlerde. Ta 12 Eylül darbesi dönemine, o dönemin -uzun!- uzatma senelerine kadar...