Kitap Tanıtımı |
Fransız İhtilali’nden sonra hayatımıza giren ideoloji kavramı bireyin hayata bakışını, siyasal davranışını, toplumsal ve günlük yaşamını etkilemektedir. İdeoloji bireye toplumsal yaşamda nasıl düşünmesi ve davranması gerektiğini öğretir. Ayrıca ideoloji bireyin konumuna ve sosyoekonomik özelliklerine uygun davranışlar konusunda yol göstericidir. Bireyler toplumsal rollerine uygun davranışı öğrenirler ve ona uygun davranırlar. Toplumdaki kadın ve erkeğin kendilerine biçilen toplumsal cinsiyet rollerine uygun davranması ve bu rollerini kabullenmesi en iyi örnektir. Kadın-erkek ait olduğu grubun, toplumun ve kültürün inançlarına bağlıdır. İnsanlar içinde yaşadıkları toplumu anlamak için ideolojilere ihtiyaç duymaktadır. Birçok çeşidi bulunan ideoloji, (örneğin Türkiye’de etkili olan liberalizm, sosyal demokrasi, milliyetçilik, muhafazakarlık, ulusalcılık, İslamcılık) toplumun ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Birey, bu ideolojiler arasından kendi yaşam koşuluna en uygun olanı tercih etmektedir.İnsanın sahip olduğu üreme özelliğine göre dişi veya erkek biyolojik cinsiyet farklılığı değişmeyen bir özelliktir. Kadının doğurgan olması, çocuğunu beslemesi ve çocuğunun uzun bir süre bakımını üstlenmesi kadının evinde kalmasını gerektirdiği için bu arada ev işlerinin de kadına ait görülmesi; erkeğin ise evin dışında çalışması görevi ve sorumlulukları neticesinde, kadın-erkek ve toplum için önemli sonuçları olan toplumsal cinsiyet farklılığına yol açmaktadır. Biyolojik cinsiyet farklılıkları doğanın bir parçasıdır. Ancak toplumsal cinsiyet, toplumsal bir inşanın sonucu ve kaynağını içinde yaşanılan toplumdan almaktadır. Biyolojik cinsiyetin toplumsal cinsiyete dönüşmesi, kadın-erkek arasında önemli farklılaşmaların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kadınlar ve erkekler arasında toplumda var olan toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin kurulmuş iş bölümü cinsiyetler arası fizyolojik niteliklerin ve farklılıkların bir ürünü olarak resmedilmektedir. Kadınların günlük yaşamları cinsiyet ayrımcılığının sadece açık biçimiyle değil aynı zamanda toplumda eşit olmayan bir şekilde davranılmasının doğrudan veya dolaylı ayrıntılı yöntemleriyle doludur. Cinsiyet ayrımcı düşünceler kadınlar ve erkekler arasındaki günlük etkileşimlerin tüm alanlarını etkileyerek biçimlendirmektedir. (Tanıtım Bülteninden) ) |