Kitap Tanıtımı |
Zerrelerden bitkilere ondan hayvanlar ve insanlar arasındaki erkeklik ve dişiliğe kadar her şey çift yaratılmıştır ve birbirine muhtaçtır. Pozitif negatife, elektron protona, gece gündüze (...) erkek kadına kadın erkeğe muhtaçtır.
Kur'an-ı Kerim, bunun için olsa gerek, bize Cennetteki nimetler arasında, gözleri kocalarından başkasını görmeyen sadık zevceler olacağını da hatırlatmaktadır. Hz. Âdem (a.s.) yaratıldığında Cennette tek başına idi. Kendi yaratılış maddesinden Havva Annemiz yaratılacağı âna kadar da yalnızlığı bitmemişti. Kur'ân ifadesiyle 'sükûnete ermemişti.' Demek ki, kadın olmadan Cennet bile Hz. Âdem'in yalnızlığını giderememişti.
Habib-i Kibriya Aleyhi ekmeletü't-tehâyâ Efendimiz, kadını anlatırken 'erkeğin yarısı' buyurur. Yani her ikisi de öteki olmadan tamamlanamayan iki yarımdır. Iki ayrı parçanın bir araya gelip bir bütün oluşturmasını, nübüvvet lisanından daha parlak kimse anlatamaz.
Çünkü Islâm'da kadın:
- cemiyeti bağrında büyütendir;
- anadır, bacıdır, yârdır; onun namusu uğrunda ölüm, Peygamberlik sonrası en yüce makam olan şehitliği kazandırır;
- yetiştirdiği evlatlarıyla başı göklere eren bir kutludur;
- ayakları altına Cennetler serilen muazzez bir varlıktır.
Resûl-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm Efendimiz'in, bizim dünyamızdan kendisine sevdirilen üç şeyden birisi olarak 'kadın'ı zikretmesi hiç de tesadüf değildir. O'nun (s.a.s.) kıymetli eşleri, bizim annelerimiz, O'nun kadar kendilerini seven, sevdiğini hissettiren, gönüllerini alan, yaşadığı hangi olumsuzluk olursa olsun, kendilerine bir kere bile yüz ekşitmeyen bir ikinci erkek görmemişlerdir.
Bu gerçek böyle olmasına ve asırlardır bizim dünyamızda da böyle bilinmesine rağmen, son asırda bu gerçeğin zıddına bazı şeyler duyulmaya başlandı. Daha doğrusu, batı ile temasın artması neticesi, bir kısım insanımız arasında Islâm'da kadının muazzez konumu tartışılmaya başlandı.
Biz de Yeni Ümit Dergisi olarak, insanımıza, Islâm'daki Kadının muallâ mevkiini bir kere daha hatırlatma gayesiyle, bir dosya hazırlığına giriştik. Hiç olmazsa, bazı iyi niyetli münekkitlerin önüne bir dosya halinde bu doğrularımızı koymak istedik. Böylece bazı tenkitlerin önüne bu şekilde geçebilmeyi ümid ettik.
Elinizdeki çalışmada kadınla ilgili bazı hususlara yer vermeye çalıştık. Bu hususların başlıcaları şunlardır:
- Kadın erkeğin daha alt mertebesinde bir varlık değil, onun yarısıdır, eşitidir, sadece aralarında vazife taksimi vardır.
- Erkeğin olduğu gibi, kadının da hakları vardır.
- Kadın asla murdar bir varlık değildir.
- Islâm'da nişan nedir ne değildir?
- Mut'a nikâhının hakikati nedir?
- Resul-i Ekrem Efendimizin hanımları ve çocuklarına karşı muamelesi nasıldır?
- Islâm'da boşanma nasıl karşılanır ve önüne nasıl geçilir?
- Kadına mirastan verilen pay tam adalettir.
- Ve kadınla ilgili bilinmesini gerekli gördüğümüz diğer hususlara bu dosyada yer verdik.
Bu dosyanın gerek yazılarının temininde ve gerekse elinizde tuttuğunuz kitaplaşma aşamasında bir çok insanın emeği geçmiştir. En başta Ali Ünal ve Dr. Ergün Çapan Beyler olmak üzere emeği geçen tüm dost ve arkadaşlarımıza teşekkürü, ifası zaruri bir borç biliyor ve bunu huzurlarınızda ifade ediyoruz. |