Kitap Tanıtımı |
SETİN İÇİNDEKİ KİTAPLAR: GÖKBÖRÜ’NÜN İZİNDE Kadim Türklerin Topraklarında AHMET TAŞAĞIL Onlar varlıklarının anlamını seferde buldular. Nice zamanlar içinde nice mekânlara sahip oldular. Tarifi mümkün olmayan büyüklükteki toprakları bazen ayak sesleriyle bazen de nal sesleriyle aştılar. Kondular, göçtüler… Kurdular, yıkılınca tekrar yaptılar… Hiçbir zaman vazgeçmediler. Ne olacağını değil, daima nasıl olacağını düşündüler. Türkler… İslam Öncesi Türk Tarihi ve Orta Asya Tarihi alanlarının uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, tarihin peşinden ve Türklerin izinden gidiyor, engin coğrafyaları adımlıyor, Türklerin gizemli tarihini yeniden yazıyor. 20 yılı aşkın bir zamandır Eski Türklerin adım attığı istisnasız her yere gitmiş ve araştırmalar yapmış olan Ahmet Taşağıl; okuyacağınız sayfalar boyunca sizi bozkırın rüzgârı eşliğinde Altay Dağları’na götürecek. Orhun bölgesinde tüm gizemini dinlerken kendinizi bir anda Çin Seddi’nin Yeşim Taşı Kapısı’ndan girerken bulacaksınız. Hanbalık’ta dinlenip, Pekin’den Doğu Türkistan’a ulaşırken kadim bir tarihi yaşadığınızı fark edeceksiniz. Urumçi, Kaşgar, Fergan ve en sonunda Maveraünnehir derken, Türk tarihinin derinliği karşısında hayret duygunuzu genişleteceksiniz. Türk isminin kimlere denildiğini, Türklerin nereden geldiklerini, inançlarını, en ilginç geleneklerini, asırlar boyunca taşıdıkları karakteristik özelliklerini, tüm dünyanın imrendiği teşkilatlanma ustalıklarını ve her koşulda nasıl başarılı olabildiklerini tüm boyutlarıyla öğreneceğiniz bu kitapta, kendinizi at sırtında Sibirya, Moğolistan, Kuzey ve Orta Çin, Doğu Türkistan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Afganistan topraklarını geçerken hissedeceksiniz. Her detayı görerek ve tekrar yaşayarak… GÖKBÖRÜ’NÜN İZİNDE: Kadim Türklerin Topraklarında, Ahmet Taşağıl’ın son derece lezzetli üslubuyla adeta bir seyahatname tadında. TÜRK SAVAŞ SANATI ERKAN GÖKSU Türk tarihçiliğinin son dönemdeki en önemli isimlerinden Erkan Göksu, Sun-Tzu’nun Savaş Sanatı’ndan aldığı ilhamla Türklerin mesleği olan savaşın, düşünce boyutundaki izini sürüyor. Kitap ilk olarak savaş ve sanatına dair nitelikli ve incelikli bir araştırmanın sonucu olarak şiddet olgusundan başlayıp Sun-Tzu’nun eserinin yansımalarına, bir İslam/Türk Savaş sanatının varlığına ve Türklerin savaşa nasıl baktığına dair en veciz ifadeleri barındıran Kutadgu Bilig’den önce savaş üzerine yazılmış eserlere eğiliyor. Ardından Kutadgu Bilig’in hikmetli satırları arasına gizlenmiş olan Türk savaş sanatını da tüm sırlarıyla beraber meraklı zihinlere sunuyor. 11. yüzyılda Yusuf Hâs Hâcib tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig, Türk devlet ve toplum düşüncesini en açık ve sade şekilde yansıtan eserlerin ilkidir. Bu eser Türklerin ahlâk, siyaset ve hukuk anlayışlarını son derece felsefî bir derinlikle, kendine has üslubuyla anlatır. Kutadgu Bilig’de savaş, 'bilgisiz ve kötülere, anlaşmak istemeyen, adaletsizlik yapan düşmanlara karşı başvurulacak son çare' olarak değerlendirilir. Yusuf Hâs Hâcib bu eserinde savaşa dair görüşlerini sunarken Türklerin savaşla olan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine oldukça zengin bir perspektiften bakar. Erkan Göksu da bu 1000 yıllık eserden yola çıkarak Türk savaş düşüncesi üzerine titizlikle yaklaşıyor ve daha önce benzeri görülmemiş bir kaynak ortaya çıkartıyor. Bu eser tarih boyunca en korkulu savaşçı milletler arasında anılan Türklerin savaşa nasıl baktıklarını, savaşın öncesinde ve sonrasında önem verdiklerini, savaş sırasında nasıl davranmaları gerektiğini bilge Yusuf Hâs Hâcib’in Kutadgu Bilig’inde geçen hikmet dolu ifadelerle aktarıyor. Türk Savaş Sanatı, ilk cümlesinden son cümlesine dek her yönüyle ilham veren bir çalışma. CENGİZ HAN JACK WEATHERFORD 'Cengiz Han, dünya tarihinin son büyük kabile imparatoruydu. Göçebe hayatı yaşayan kabileler ile uygar dünya arasındaki 10.000 yıllık savaşın, avcılarla çobanların çiftçilere karşı verdikleri mücadelenin mirasçısıydı. Kardeşi Habil’i öldüren Kabil’in hikâyesi kadar eski bir hikâye idi…' Jack Weatherford Dünya tarihinde çok az lider Cengiz Han kadar farklı unvanlara sahip olmuştur. Bir kısım tarihçiler tarafından barbar ve gaddar olarak anlatılan Cengiz Han, diğer tarihçilerin sayfalarında cesur bir hükümdar ya da efsane bir imparator olarak geçer. Şu bir gerçektir ki Cengiz Han hem oldukça gizemli bir karaktere hem de nice toprakları atlarıyla ezip geçmiş devasa bir orduya sahip olmuştur. Bu ordu çoğu zaman haritaların ve nüfus hareketlerinin değişmesine, hatta son yapılan araştırmalara göre geri dönüşü olmayan iklim ve çevre değişikliklerine bile sebep olmuştur. Cengiz Han, çocuk yaşlarından itibaren korkusuzca savaşmayı, acımasız bir ortamda hırs, azim ve cesaret gibi bir savaşçının olmazsa olmaz özelliklerini tüm detaylarıyla öğrenmiştir. Kudreti hâlâ çözülememiş bir askeri teşkilât ile benzeri görülmemiş bir posta ağı kuracak kadar ilim ve teknik merakıyla yetişmiştir. Son derece farklı âdetlere ve kanunlara sahip Moğol tarihinin bu unutulmaz ismine dair araştırmalar gün geçtikçe daha fazla popüler olmaktadır. Özellikle savaş ve devlet yönetimi tarihi denince, Cengiz Han’dan bahsedilmemesi imkânsızdır. Moğolistan’daki Cengiz Han Üniversitesi’nden İnsanlık Bilimi Doktorluk unvanı almış, dünyaca ünlü bir araştırmacı olan Jack Weatherford, bu kitabında Cengiz Han ve onun torunlarının şaşırtıcı hikâyesinin ve fetihlerinin izini sürüyor. TÜRKLERİN SERÜVENİ Metehan’dan Attila’ya, Fatih’ten Atatürk’e AHMET TAŞAĞIL, HAŞİM ŞAHİN, İLBER ORTAYLI, FERİDUN EMECEN, EMRAH SAFA GÜRKAN, ABDÜLKADİR ÖZCAN, EKREM BUĞRA EKİNCİ, ALİ GÜLER Tarihin en kadim milletleri sıralansa hiç şüphe yok ki Türkler en ön safta yer alacaklardır. İzledikleri yollar, vardıkları coğrafyalar, söyledikleri şiirler, savaş stratejileri ve daha nice konularıyla Türk tarihinin kendine has birçok bilinmeyeni vardır. Tarihi ekranlar vasıtasıyla her yaşa yeniden sevdiren Cansu Canan Özgen, Türklerin izini alanında uzman tarihçilerle sürüyor. Kür Şad gerçekten yaşamış mıydı? Orhun Kitabeleri nasıl çözüldü? Attila’nın Avrupa tarihindeki yeri neydi? Cengiz Han Türk müydü? Prof. Dr. Ahmet Taşağıl anlatıyor. Hasan Sabbah kimdi? Nizamülmülk ve Ömer Hayyam’la sınıf arkadaşı mıydı? Fedailer suikastları neden hançerle yapıyordu? Doç. Dr. Haşim Şahin anlatıyor. Timur, Türk müdür? Türklerde tarih anlayışı nasıldır? Türkçenin Türk devletlerindeki yeri neydi? Safeviler Türk Devleti miydi? Prof. Dr. İlber Ortaylı anlatıyor. İstanbul’un fethinde gemiler gerçekten karadan yürütüldü mü? Ulubatlı Hasan diye birisi var mıydı? Akşemseddin, Fatih’e neden bir mektup yazmıştır? Prof. Dr. Feridun M. Emecen anlatıyor. Casuslar maaşlı elemanlar mıydı? Bugünkü manada casusluk teşkilatları var mıydı? Casuslar birbirlerini nasıl tanırlardı? Özel işaretleri ya da sembolleri var mıydı? Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan anlatıyor. Devşirme sisteminin özellikleri neydi? Padişah eşleri yönetimde etkili oldular mı? IV. Murad’ın yasaklarının sebebi neydi? Neden IV. Murad’a Şark’ın Sultanı denildi? Prof. Dr. Abdülkadir Özcan anlatıyor. Osmanlı’da ilk isyanı kim çıkarmıştır? Kardeş katlinin hükümleri nelerdi? Hanedan mensupları nasıl öldürülüyorlardı? Osmanlı’daki darbelerin genel özellikleri nelerdi? Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci anlatıyor. Atatürk’ün soyağacı biliniyor mu? Yaşayan akrabaları var mı? Asker olmaya nasıl karar verdi? Askerlik başarılarında tarih bilgisinin payı nedir? Atatürk’ün Çanakkale’deki rolü neydi? Doç. Dr. Ali Güler anlatıyor. Orta Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın kapılarına, Hunlar’dan Osmanlı’ya, Fatih’ten Atatürk’e Türk tarihinin önemli çağları, imparatorlukları ve komutanları Türklerin Serüveni’nde anlatılıyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |