Kitap Tanıtımı |
Ixion Adası'na hoş geldiniz. Burası her daim karanlık. Burası tuhaflığın er meydanı. Bu garip adada tek bir şey var: hiç bitmeyen partiler. Burada sükunete yer yok, sıkıntıya ise hiç yok. Burada yalnızlık bir günah.
Ixion, sadece hazzın peşinden koşanlar, karanlığın yanıltıcı rahatlığıyla ruhunu uyuşturanlar için. Son derece çekici ama bir o kadar tehlikeli ve zehirli.
Retra Ixion'a gitmek istemiyor çünkü o bir Mühürlü. Onun ait olduğu kapalı toplumda kafalar mühürlü, hayat mühürlü. O hiç bitmeyen partiler, zevk-ü sefa ve özgürlük ona çekici gelmiyor. Ancak Retra'nın istediği bir şey var: iki yıl önce Ixion'a gitmek için ailesini terk etmiş olan ağabeyini bulmak. İtaat bandının verdiği acıya katlanmaya razı olarak yola çıkıyor.
Retra, Ixion'a vardığında bu zehirli dünyadan uzak durmaya çalışıyor. Gel bana, diyor derinlerden gelen bir ses. Gecenin yaratıkları her köşede onu çağırıyor hevesle. Eğlence maskesi takmış kötülüğün derinlerine çekilmeden burada ayakta kalabilmek çok zor.
Ey yavru yarasa! Ixion'da yıldızın parlasın ama sakın ha bilindik yollardan uzaklaşma. Gecenin kalbinde yaşayacaksan, onun yaratıklarından uzak durabileceğini sanma! |