Kitap Tanıtımı |
Borges deyince genellikle, fikirlerin duygulara üstün tutulduğu bir edebiyat ve kör, aristokrat bir edebiyatçı akla gelir. Oysa ki, 1899da Buenos Aireste doğan Borges, 1950lere dek, görme yetisini tamamen kaybetmemişti. Kitapları pek çok dile çevrilip dünya çapında ünlü olmadan önceki onlarca yıl boyunca yaşadığı bölgede tutkulu bir gözüpeklikle polemik yazıları kaleme alan ve polemikleri seven bir yazardı.
University College of Londonda Latin Amerika Edebiyatı profesörü olan Jason Wilson, Borgesin Buenos Aires sokaklarında ve kafelerinde hır-gür içinde geçen yazarlığının ilk yıllarını keşfederek, onun edebiyat çevresiyle dostluklarını, gönül ilişkilerini, yolculuklarını anlatıyor ve çözümlüyor.
Avrupa kültüründen, İngiliz edebiyatından ve maddenin özünü inkâr eden, nesnelerin algılayanın zihninde oluşan düşüncelere denk düştüğünü, dolayısıyla nesnelerin sadece algılar aracılığıyla varolabileceğini ileri süren Berkeley gibi düşünürlerden etkilenmiş olan Borges yazdıklarında asla bir karakter yaratmadığını ileri sürmüştür: Karakter her zaman bendim, sadece kurnazca saklanıyordum. Biyografiyle kurmacalar arasındaki bağlantıları gözler önüne seren Wilson, bize Borgesin her zaman, hayatını yapıtında yeniden üreten, ama bunu yaparken asla itirafçılığa kaçmayan bir şair olduğunu hatırlatmakla birlikte, onun Arjantindeki köklerini bulup çıkarıyor. Bu biyografi, şair, denemeci, kısa öykü yazarı Jorge Luis Borgesin 20. Yüzyıl Dünya Edebiyatının klasikleri arasında sayılan yapıtını hazine olarak gören herkes için paha biçilmez bir kaynak. |