Kitap Tanıtımı |
Jérôme Lindon, Fransada 50li yıllarda deneysel bir edebiyat akımı olarak öne çıkan Yeni Romanın yayıncısı. En çok da, Parisin neredeyse tüm yayınevleri tarafından reddedilen Becketti bir çırpıda kavrayıp yayınlamasıyla ünlü. 1969 Nobeli bu ketum yazara verildiğinde onun adına ödülü İsveç kralının elinden alan da o. Genç yaşında staj için katıldığı Minuit Yayınlarını sürdürmek görevi bir süre sonra onun omuzlarına kalmış. Minuit II. Dünya Savaşı sırasında direnişe katkı vermek amacıyla yeraltında kurulmuş angaje bir yayınevi. Lindon bu tavrı edebiyattan felsefeye, sosyolojiden dilbilime yayarak eleştirel düşüncenin mevzilerini hep genişletmiş. Mesleğine sahip çıkmak adına söz almış, küçük ve bağımsız yayınevlerinin, kitabevlerinin kararlı savunucusu olmuş: Fotokopiye karşı, kitap fiyatlarında büyük indirimler yaparak haksız rekabete neden olan büyük zincirlere karşı hep mücadele vermiş. 2001 yılının Nisan ayında, 75 yaşında öldüğünde sessiz sedasız, törensiz tantanasız Beckettin yanına gömülmüş. Yeni Molloylar, yeni Malonelar, yeni Hiç İçin Metinler keşfetmek işini artık kızı Irène yürütüyor.
Jean Echenozun Lindonun ardından derin bir sevgiyle kaleme aldığı bu küçük biyografik roman yazar-yayıncı ilişkisinin çok sıcak, çok duyarlı bir örneği.
Jérôme Lindon, Norgunk Yayıncılıkın 50. kitabı olarak Minuit Yayınlarına ithafen yayınlanmıştır.
Birlikte yemek yediğimizde, çoğunlukla edebiyattan konuşuyoruz, her zaman aynı lokantada, her gün gittiği Sybarite'te. Yalnızca su içiyor. Ya siz? diyor bana. Aslına bakarsanız, diyorum, ben biraz şarap alabilirim. Tamam, diyor garsona, o zaman bana bir badoit, ona da bir kadeh şarap. Sybarite'te her seferinde bir şeyler öğreniyorum: Robbe-Grillet hakkında, Claude Simon hakkında, Lindon'la buluşmaya gelmeden önce her zaman küçük bir kağıda ele almak istediği konuların listesini yapan Pinget hakkında, Lindon'un metroda, La Motte-Picquet-Grenelle istasyonunda, Molloy'u ilk defa okuduğu sırada kahkayı basınca, ciltlenmemiş olduğundan her yere saçılabilecek olan sayfaları neredeyse elinden düşüreceği o an hakkında - bu hikâyeyi sık sık duyacaktım, hepimiz sıklıkla duyacaktık. J.E. |