Kitap Tanıtımı |
1945`teki yenilginin ardından, elli yıldan kısa bir süre içinde Japonya, parasal açıdan ise ikinci büyük ülkesi olmayı başardı. Bazıları bunu bir rövanş, bazıları ise bir öç alma olarak değerlendirirken, Yükselen Güneş ülkesinin ekonomik çıkışı şimdiden dünyanın jeo-stratejik haritalarını zorluyor. Japonya, özveri ve yoğun çabaları kadar, sabır ve dehasıyla da elde etmiş olduğu inanılmaz servetini, şimdi etkinliğini daha da yaygınlaştırmak için kullanıyor.
Doğrudan yatırımlar, değişik ülkelerde üretim, yabancı şirketleri ele geçirme, taşınmaz mal operasyonları, eski şato ve sanat eserlerinin satın alımı... Japonya, yavaş yavaş tam anlamıyla dünyayı satın alıyor. Tutkusu onu daha nerelere götürecek?
Amerika`ya acımasız bir ekonomik savaş açtıktan sonra, hedef olarak Avrupa`yı seçti. Büyük Japon gruplar, şimdiden Batı sanayiini tehdit ediyor.
Ekonomide bir dev, siyasette ise; bir cüce olarak tanımlanan Japonya`nın aşırı isteklerine nasıl gem vurulabilir?
Uzun ve kılı kırk yaran özenli araştırmalar sonucu ortaya çıkan elinizdeki yapıtta, hem bu soruların yanıtlarını, hem de birçok sorumlu kişinin tanıklığıyla, ilk kez düşündüklerini kaçamaksız olarak ifade etmekten kaçınmayan Japon entellektüellerin açıklamalarını bulacaksınız. |