Kitap Tanıtımı |
Italo Calvino yazmayı planladığı kitabın başlığını Beş Duyu olarak düşünmüştü. Erken ölümü nedeniyle, koku alma, tat alma ve işitme duyularını işleyebildiği üç anlatıyı içeren Jaguar-Güneş Altında, onun duyuları dile dönüştürmek gibi çok güç bir deneyi büyük bir başarıyla göğüslediğini gösteriyor. İlk iki öyküde Calvino aynı zamanda `ilkel insan´ın tarihini, arkeolojiyi, antropolojiyi son derece usta bir anlatımla öykünün dokusuna yerleştiriyor. Sarayındaki her sesi büyük bir tedirginlikle dinleyen kralın öyküsünde ise iktidar mekanizması, bürokrasi çarkı, yöneten-yönetilen karşıtlığı, öykünün organik bir parçası haline geliyor. Sözü gene Calvino´ya bırakalım: "Gözlerini kaldırırsan, bir açıklık göreceksin. Başının üzerinde, yaklaşmakta olan gün, göğü aydınlatıyor: Yüzüne esen şey, yaprakları kımıldatan rüzgârdır. Yeniden açık alandasın, köpekler havlıyor, kuşlar uyanıyor, renkler dünya yüzeyine dönüyor, şeyler yeniden uzayı kaplıyor, canlı varlıklar gene yaşam işaretleri veriyorlar. Hiç kuşkusuz, sen de varsın, burada ortada, dört bir yandan yükselen gürültülerin kaynaşması içinde, akıntının uğultusu içinde, pistonların vuruşu içinde, çarkların gıcırtısı içinde. Bir yerlerden, toprağın bir kıvrımından, şehir uyanıyor, şaklamaları, çekiç vuruşları, giderek artan gıcırdamalarıyla. Artık bir gümbürtü, bir uğultu, bir gürleme bütün uzamı kaplıyor, bütün seslenmeleri, iç çekişleri, hıçkırıkları içinde eritiyor..." |