Kitap Tanıtımı |
Tolstoy, İvan İlyiç'in Ölümü'nde amansız bir hastalığın kıskacındaki bir yargıcın
ölüme doğru yavaş yavaş giderken kendisiyle, toplumla ve kurulu düzenle hesaplaşmasını
Tolstoy'un olgunluk eserlerinden olan bu roman, küçük cüssesine rağmen edebiyat
uzmanları tarafından bir başyapıt olarak görülmüştür. Bunun birkaç sebebi var: Birincisi,
19 yüz yılın sonlarında Rusya'da henüz palazlanmaya başlayan ve aristokrasiye özenen
yozlaşmış orta sınıfın durumunu tüm çıplaklığı ile ortaya koymuş olmasıdır. İkincisi, bu eser,
ölüm ve yaşam arasındaki trajik karşıtlığı ve birliği hikâye eden erken romanlardan biridir.
Ve üçüncüsü de Freud'dan önce sıkı bir ruh çözümlemesine girişmesidir. Bu yüzden
psiko-anlatının da en önemli örneklerinden biri Ağırlıklı olarak monologlar ve iç
diyaloglarla geçen roman, üslup ve kurgu açısından Tolstoy'un diğer eserlerinden
farklılaşır. Bu kez, hep yaptığı gibi tarihi bir izleğin peşinden gitmez, bu romanda daha çok
tarihe not düşme derdindedir. İvan İlyiç'in Ölümü, başta ölüm ve yaşam olmak üzere pek
çok şeye bakış açımızı değiştirmeye muktedir önemli bir başyapıttır. |