Kitap Tanıtımı |
Birkaç yıl önce, bir gün dostum Bahattin Öztuncay telefon etti. "Bir albüm buldum" dedi, "inanılacak gibi değil, tam sana göre!" Elinizdeki albümü tarif etti, "Alayım mı?" dedi. Hiç düşünmeden "Al!" dedim. Dedim ama, bir yandan da düşünceye kapıldım. Bahattin Türkiye`nin en usta ve en azgın Osmanlı fotoğrafları koleksiyoncusudur. Bu albümü niye bana bırakıyor?
Bu sorunun cevabını hala çözebilmiş değilim, ama albümü gördüğüm an zaten soru soracak halim kalmadı. Koleksiyoncu olmayan bilmez; bazı parçalar vardır ki, o güne kadar kaçırılmış, para bulunup da alınmamış, başkasında görülüp de kıskançlık krizlerine yol açmış tüm parçaları unutturur; insanın içindeki en adi mülkiyet hissini ayyuka çıkarır; saatlerce, günlerce karşısında oturulur, ellenir, bırakılır, okşanır. İstisnai bir şey bulduğunu biliyordur koleksiyoncu; bunun keyfini ve heyecanını başka pek az şey yaşatır. Koleksiyonculuk gibi yarı-hastalıklı ve anlamsız bir uğraş o anda anlam kazanır. Bu albüm de işte böyle oldu benim için. Meşrutiyet dönemi fotoğrafları topluyorum ve bu albüm elime geçiyor, düşünebiliyor musunuz! Biliyorum, düşünemiyorsunuz; dedim ya, koleksiyoncu olmayan düşünemez!..
(Önsöz`den) |