Kitap Tanıtımı |
"Ruh-û İstanbul...
Ve kafesli, loş ışıklı evler...
Fanus fener içinde titreyen alev.
Gölgeler gibi dolanan hayâller ah hayâller!
Odanın içinde, ruh-û yâr gelir gider.
Sessizliğin kâl'iyle, en yalıncak hâliyle,
Bülbül nutku tutulmuş, gözü göremez gülü.
Gülden damlalar gibi bir hoş râyiha eser.
Cins-i lâtif peyk misâl efendisin bendedir!
Bir bardak bir çift kelâm,
Çay ve sohbet demdedir.
Işığıyla loş evler, sohbetiyle hoş evler.
Mâh nurunda dinlenen yıldız misâl sevenler.
Mahmur bakış hevessiz, bir aşk ki cism û tensiz!
Ayışığı kemâlde, bakış nişâna bedel.
Tek bir oda ışıldar, sâirleri uyurmuş.
Şâirlerin kalbine sır olanlar görünmüş.
Hâmeyi tutar sükûn, yazdırır ha yazdırır.
Loş ışıklı evlerin kandili yüreklerdir;
Usûl usûl bezerler İstanbul'un leylini..."
Bu gece elektrikler yok, ama emektâr fanus sağolsun, nurlandırıyor da yanmıyor.
Gereken âşikâr, teferruat sır sayesinde,
ve uyku câzib. |